Kaçamadım Depresyonun Elinden
DEDE AFFET, KAÇAMADIM DEPRESYONUN ELİNDEN
Ceddime çok düşkün biriyimdir ben. Bir gün bazı sorunlar yaşamaya başladım. Eş dost, "Seninki depresyon sanki" falan demeye başladılar.
Bu neydi böyle! Nereden çıkmıştı! Dedemle küçükken, o daha rahmetlik olmadan evvel çok sohbet ederdim. Hiç bana depresyon dediğini, bu kelimeyi bir kez olsun kullandığını hatırlamıyordum.
Oysa bir sürü hastalıktan bahsederdi. Dizanteri, sıtma, tifo, veba vs...
Bana garip geliyordu bu sorun; o yüzden hiçbir zaman depresyonlu olmak istemiyordum.
Ben de dedelerim gibi yaşadıklarıma hüzün, elem, acı, keder denmesini istiyordum en fazla.
Ancak, "Bunlardan pek kalmadı; yenisi çıktı" dedi arkadaşlar. "Artık yeni sürümü çıktı; depresyon deniyor" diyerek...
Hiç haberim yoktu. Bazen duyuyordum elbet ama başıma gelmediği için tam olarak bilemiyor, bilemediğim için pek merak da etmiyordum.
Doktora gittim.
"Yaşadığım duygular bana göre biraz yoğun" dedim!
Doktor amca gülümseyerek, " Major depresyonsun evladım" dedi!
Kararlıydım, "Depresyon değil; hüzün yaşıyorsun" demesini, yaşadıklarım daha da ileri boyutta ise şayet, "Elemin ve kederin fazla" şeklinde söylemesini bekliyordum.
Olmadı.
Bir başka gün tekrar gittim:
"Amca aynı şeyleri hafif yaşıyorum bu sefer" dedim!
"Hafif depresyonsun, şanslısın... Depresyon belasını hafif geçiriyorsun" dedi.
Kararlıydım, yaşadıklarımın tıpkı dedeleriminki gibi olduğunu mutlaka ama mutlaka doktordan duyacaktım bir gün.
Aradan zaman geçti.
Yine aynı kliniğe gittim.
Bir dizi şey anlattım.
"Bu kesinlikle depresyona benzemiyor değil mi doktor amca" diye sordum usulca!
"Evladım, onu sen bilemezsin ki. Biz biliriz" dedi, hafiften bozulurcasına.
"Seninki muhtemelen maskeli depresyon" sözünü ekledi peşinden.
Ne dediniz!
Maskeli mi?
O an aklıma gelen sadece maskeli beşliler filmi oldu.
İnat etmiştim, başaracaktım.
Bir süre sonra tekrar gittim...
"Amca her gün aynı moddayım; hep üzgünüm" dedim.
Doktor: "Ağır atlatıyorsun evlat. Biz buna tıpta kronik depresyon diyoruz" dedi.
Başaracağım...
Başaracağım...
Başaracağım...
Çıkar çıkmaz bunu tam kırk kere söyledim. Bir şeyi kırk kere dersen o olurmuş derdi dedem.
Bir başka gün yine gittim.
Bu sefer kesin depresyon olmadığıma ikna edecektim doktorumu, kararlıydım buna çünkü.
Anlattım yine bir şeyler.
"Doktor amca, bu sefer depresyon değilim kesin, değil mi" diye heyecanla sordum!
"Bilemeyiz, bakacağız" diye mırıldanarak, "Neyin var" diye sordu yine, tok bir sesle!
"Amca bazen hüzünlüyüm ama bazen de acayip derecede neşeleniyorum" diyerek vaziyetimi arzettim.
Anladım oğlum, seninki iki uçlu dedi. Bipolar mı neymiş diğer adı.
Velhasıl olmadı.
Ben bu işi başaramadım!
Dede!
Olmadı, yapamadım.
Kurtulamadım depresyonun elinden.
Dede, beni mazur gör emi!
Tüm yolları tutmuşlar! Kaçacak delik bırakmamışlar!
Ben elimden geleni yaptım.
Olmadı işte.
Devir senin yaşadığın devir değil artık.
İyiler kötü, kötüler iyi olmuş...
Bu devirde gönüller bile artık kaçanı kovalıyor.
Dağı delmeye kalksa Ferhat, adına destan yazmaz kimse; sevgilisi bile "amele" der, inan bana!
Normal haller hastalık sayılır olmuş. dede Senin devrinde sağlık prim yapıyordu, biliyorum.
Savaş, ganimet falan malum...
Şimdi hastalık en kazançlı kapı.
Dede sen yerinde rahat uyu.
Boş ver!
Üzülme.
Depresyondan kim ölmüş!
Ben yine de bir şekilde bulurum yolumu!
"Asrın hastalığıymış, icat edilmiş bir dert oysa; adı depresyon
Kim ne zaman diyecek bu yalana, artık yeter, kesinlile son
Oysa sorun beyinde değil, yaşadıklarımıza bakış şeklimizde
Aksi halde çileye dönüşür, hatta tepenize çöker; belki yüz ton"
:)
Psikolog
İzzet Güllü
Ceddime çok düşkün biriyimdir ben. Bir gün bazı sorunlar yaşamaya başladım. Eş dost, "Seninki depresyon sanki" falan demeye başladılar.
Bu neydi böyle! Nereden çıkmıştı! Dedemle küçükken, o daha rahmetlik olmadan evvel çok sohbet ederdim. Hiç bana depresyon dediğini, bu kelimeyi bir kez olsun kullandığını hatırlamıyordum.
Oysa bir sürü hastalıktan bahsederdi. Dizanteri, sıtma, tifo, veba vs...
Bana garip geliyordu bu sorun; o yüzden hiçbir zaman depresyonlu olmak istemiyordum.
Ben de dedelerim gibi yaşadıklarıma hüzün, elem, acı, keder denmesini istiyordum en fazla.
Ancak, "Bunlardan pek kalmadı; yenisi çıktı" dedi arkadaşlar. "Artık yeni sürümü çıktı; depresyon deniyor" diyerek...
Hiç haberim yoktu. Bazen duyuyordum elbet ama başıma gelmediği için tam olarak bilemiyor, bilemediğim için pek merak da etmiyordum.
Doktora gittim.
"Yaşadığım duygular bana göre biraz yoğun" dedim!
Doktor amca gülümseyerek, " Major depresyonsun evladım" dedi!
Kararlıydım, "Depresyon değil; hüzün yaşıyorsun" demesini, yaşadıklarım daha da ileri boyutta ise şayet, "Elemin ve kederin fazla" şeklinde söylemesini bekliyordum.
Olmadı.
Bir başka gün tekrar gittim:
"Amca aynı şeyleri hafif yaşıyorum bu sefer" dedim!
"Hafif depresyonsun, şanslısın... Depresyon belasını hafif geçiriyorsun" dedi.
Kararlıydım, yaşadıklarımın tıpkı dedeleriminki gibi olduğunu mutlaka ama mutlaka doktordan duyacaktım bir gün.
Aradan zaman geçti.
Yine aynı kliniğe gittim.
Bir dizi şey anlattım.
"Bu kesinlikle depresyona benzemiyor değil mi doktor amca" diye sordum usulca!
"Evladım, onu sen bilemezsin ki. Biz biliriz" dedi, hafiften bozulurcasına.
"Seninki muhtemelen maskeli depresyon" sözünü ekledi peşinden.
Ne dediniz!
Maskeli mi?
O an aklıma gelen sadece maskeli beşliler filmi oldu.
İnat etmiştim, başaracaktım.
Bir süre sonra tekrar gittim...
"Amca her gün aynı moddayım; hep üzgünüm" dedim.
Doktor: "Ağır atlatıyorsun evlat. Biz buna tıpta kronik depresyon diyoruz" dedi.
Başaracağım...
Başaracağım...
Başaracağım...
Çıkar çıkmaz bunu tam kırk kere söyledim. Bir şeyi kırk kere dersen o olurmuş derdi dedem.
Bir başka gün yine gittim.
Bu sefer kesin depresyon olmadığıma ikna edecektim doktorumu, kararlıydım buna çünkü.
Anlattım yine bir şeyler.
"Doktor amca, bu sefer depresyon değilim kesin, değil mi" diye heyecanla sordum!
"Bilemeyiz, bakacağız" diye mırıldanarak, "Neyin var" diye sordu yine, tok bir sesle!
"Amca bazen hüzünlüyüm ama bazen de acayip derecede neşeleniyorum" diyerek vaziyetimi arzettim.
Anladım oğlum, seninki iki uçlu dedi. Bipolar mı neymiş diğer adı.
Velhasıl olmadı.
Ben bu işi başaramadım!
Dede!
Olmadı, yapamadım.
Kurtulamadım depresyonun elinden.
Dede, beni mazur gör emi!
Tüm yolları tutmuşlar! Kaçacak delik bırakmamışlar!
Ben elimden geleni yaptım.
Olmadı işte.
Devir senin yaşadığın devir değil artık.
İyiler kötü, kötüler iyi olmuş...
Bu devirde gönüller bile artık kaçanı kovalıyor.
Dağı delmeye kalksa Ferhat, adına destan yazmaz kimse; sevgilisi bile "amele" der, inan bana!
Normal haller hastalık sayılır olmuş. dede Senin devrinde sağlık prim yapıyordu, biliyorum.
Savaş, ganimet falan malum...
Şimdi hastalık en kazançlı kapı.
Dede sen yerinde rahat uyu.
Boş ver!
Üzülme.
Depresyondan kim ölmüş!
Ben yine de bir şekilde bulurum yolumu!
"Asrın hastalığıymış, icat edilmiş bir dert oysa; adı depresyon
Kim ne zaman diyecek bu yalana, artık yeter, kesinlile son
Oysa sorun beyinde değil, yaşadıklarımıza bakış şeklimizde
Aksi halde çileye dönüşür, hatta tepenize çöker; belki yüz ton"
:)
Psikolog
İzzet Güllü
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kaçamadım Depresyonun Elinden" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
21 Beğeni
Yazan Uzman
|
depresyon, kronik depresyon, maskeli depresyon, major depresyon, hafif seyreden depresyon, iki uçlu depresyon, bipolar bozukluk, depresyon yalanı
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.