2007'den Bugüne 92,568 Tavsiye, 28,260 Uzman ve 20,019 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsel Hak İhlali Olarak Kadın Sünnetleri
MAKALE #11618 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Aykut BORA | Yayın Ekim 2013 | 2,539 Okuyucu
İnsan Hakları kapsamında, Cinsel Hak İhlalleri ile ilgili olarak yaptığım okumalar sonucunda, lisans eğitimimin ilk yıllarında tanıştığım bir kavram olarak kadın sünnetleri ile ilgili düşünme ve bir şeyler ifade etme ihtiyacı hissettim. Ders; sosyoloji idi ve hocanın “orgazm olmak her kadının hakkıdır” dediğini anımsıyorum. Kadın sünnetlerini bir cinsel hak ihlali olarak görmekle birlikte, bu olgunun var olma sebebi ve tarihsel evrimi üzerine öğrendiklerimi ifade etmeye çalışacağım.

Ünlü tarihçi Heredot’a göre sünnet, tarihin en eski ameliyatlarındandır ve anaerkil yapıya sahip toplumlarda, erkeklerin penislerini keserek ana tanrıçalara kurban ettiklerinden söz edilir. Halikarnas Balıkçısı’nın aktardığı üzere, bu toplumlarda gerçekleştirilen dini ritüellerde, hacıların ana tanrıça heykeli önünde penislerini kestiği ve penislerinden akan kanla beslenen toprağın, daha bereketli olduğuna inandıkları bilinmektedir. Bu ritüel, bir süre sonra toplumun yarına kalma ve üreme devamlılığını tehlikeye soktuğundan, temsili olarak penisin yalnızca ucu kesilmeye başlanmıştır. Ritüelin neden böyle gerçekleştirildiğini açıklamak oldukça zor. Birçok bilim dalı ve perspektifine sahip olup, çok yönlü düşünmeyi gerektiren bir soru. Amaç, toprağın kanla sulanarak bereketlendiğine inanılması ise, neden kan özellikle penis kesiğinden akıtılıyor?

Psikanalitik açıdan bakıldığında penisin bir güç imgesi olduğu açıktır. Freud’un “penis imrenmesi” olarak tanımladığı durum, ataerkil ve erkekliğin yüceltildiği toplumlarda kız çocuklarının kendilerini yetersiz hissetmesi ve bir penise sahip olmak istemeleri olarak tanımlanır. Pek tabii, anaerkil toplumlarda penis imrenmesinin tam tersi bir imrenme söz konusu olabilir. Diğer yandan anaerkil toplum, kendi devamlılığı uğruna, erkeğin güç imgesi olan penisini elinden almak gayesiyle böylesine gelenek ve ritüeller geliştirmiş olabilir. Bu açıklamam psikanalitik öğretiye dayandırmaya gayret ettiğim, subjektif ve tartışmaya açık bir ifadedir.

Sünnetin ortaya çıkış ve tarihsel gelişimi, dini ritüellerin bir parçasıymış gibi anlaşılsa da salt toplumsal ve iktisadi yönü de ağır basan bir uygulama olduğu yadsınamaz. Sünnetin toplumsal ve iktisadi temellerine ilerleyen bölümlerde, ayrıntılı olarak yer verilecektir. Sünnetin dini perspektiften ele alınması sürecinde karşımıza, yeryüzünde en yaygın mensubu olan tek tanrılı dinler ve bu dinlerdeki sünnet uygulamaları çıkmaktadır. Yahudilik inancı ve kutsal metinlerinde, sünnetin İbrahim ve Tanrı arasında yapılan bir sözleşme olduğundan bahsedilir. Tanrı ile İbrahim’in arasındaki sözleşmenin bir işareti olarak Tanrı, muhakkak tüm erkeklerin sünnet olmasını talep eder. Hıristiyanlık inanç ve kutsal metinlerinde de Yahudilik inancında olan sünnet algısına benzer söylemlere rastlanmaktadır. İslamiyet inancında, sünnete kutsal metinde değinilmemiştir. Bununla birlikte İslam Peygamberi Muhammed’in doğuştan sünnetli olduğu ve sünneti teşvik eden ifadelerinin olduğu kabul edilir.

Sünnet olgusunun tanrı ile insan arasındaki sözleşmenin garantörü olduğu varsayılırsa ve psikanalitik açıklama doğrultusunda tanrı kavramının, yüceltilmiş bir baba figürü olduğu kabul edilirse, günümüzde hala devam eden sünnet uygulamalarının baba ile çocuk arasındaki bir antlaşma olduğu düşünülebilir. Özellikle toplumumuzda mizahi bir algıyla kullanılan “kökünden değil; ucundan azıcık” ifadesi de bu antlaşmanın ilk maddesiymiş gibi durmaktadır. Tamamen iğdiş edebilme konusunda muktedir olan babanın, sadece penisin ucundaki deriyi sünnet ettirmesi, odipal bir gözdağı olarak yorumlanabilir.

Sünnetin var olma sebebi ve tarihsel evrimine genel olarak değinmekle birlikte bu çalışmanın esas amacı kadın sünnetlerini ele almaktır. Bu bağlamda kadın sünnetinin, diğer bir deyişle “Female Genital Mutilation” (kadın genital sakatlamasının) üzerinde durulacaktır.

Kadın sünneti, erkek sünnetine benzer şekilde, kadının klitoris ve vulvasında gerçekleştirilen bir takım cerrahi girişimler olarak tanımlanabilir. Ortaya çıkış zamanı net olarak bilinmemekle birlikte yapılan arkeolojik kazılarda çıkan mumya ve duvar resimlerinden yola çıkılarak, kadın sünnetinin M.Ö 1600’lü yıllarda da var olabileceği düşünülmektedir.

Kadın sünnetinin uygulanması ile ilgili olarak tüm kaynaklar genelde dört ayrı yöntem üzerinde durmaktadır. Bunlar:

Klitorisin tümüyle kesilmesi

Klitoris ile birlikte klitorisin çevresindeki iç ve dış dudakların kısmen kesilmesi

Klitoris ile birlikte klitorisin çevresindeki iç ve dış dudakların kesilerek, vulvanın dış çevresinin bir araya getirilip, idrar ve menstrüasyon için küçük bir yer ayrılarak dikilmesi

Klitoris ya da tümüyle vulvanın yakılması, dağlanması ve bir şekilde tahribata uğratılmasıdır.

Kadın sünnetinin yaygınlığı üzerine yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan tablo, bu uygulamaların daha çok Afrika ülkelerinde olduğu yönünde. 2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre en çok kadın sünneti Gine’de yapılmakta. Gine ve kadın sünnetinin gerçekleştirildiği diğer ülkelerde, sünnetli kadın oranı oldukça yüksek görünüyor. Sünnet olmayı reddeden kadınların hayat kadını olarak addedildiği, evlenemediği ve toplum dışına itildiği göz önünde bulundurulduğunda, oranın neden bu kadar yüksek olduğu ve neden kadın-erkek herkesin, bu durumu sürdürülebilir bir kabul olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Peki, bu toplumların, kadınların klitorisleri ile alıp veremedikleri nedir? Bu sorunun cevaplanması için ilk olarak, klitoris anatomi ve fizyolojisinin anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Klitoris, Latince’de küçük tepe anlamına gelen kleitoris sözcüğünden gelmekte ve fizyolojik olarak kadının orgazmında merkezi bir önem taşımaktadır. Dışarıdan bakıldığında küçük bir çıkıntı gibi görünmekle birlikte, içeride yer alan kolları ile ters Y şeklinde bir anatomiye sahiptir. Bu kollar tıpkı peniste olduğu gibi uyarılmayla birlikte kanla dolar ve kabarırlar. Klitoral ve vajinal orgazmın yaşanabilmesi için klitorisin uyarılması gerekmektedir. Diğer yandan kadın ve erkeğin orgazm ve post orgazm süreçleri karşılaştırıldığında, erkeğin orgazm sonrası penisinin, penetrasyonu devam ettirmeye uygun olmadığı, oysa kadının vulvasının, orgazm sonrası birleşmeyi sürdürebilir olması sonucu da karşımıza çıkar. Klitorisin kadın cinselliği açısından önemi ve orgazm sonrası sürdürebilir birleşmeye uygun olması, aslında kadın sünnetlerinin nedenlerine dair bize giriş niteliğinde bazı argümanlar sunar.

Erkek hacıların ana tanrıça heykelinin önünde penislerini kesmelerinde kadın egemen bir doku karşımıza çıkarken, kadın sünnetinde de erkek egemen bir dokudan söz etmek mümkün değilmiş gibi görünmüyor. Klitorisin yukarıda belirtilen işlevleri göz önünde bulundurulduğunda, kadın sünnetleri, bize erkeğin sahip olduğu kadınların cinselliklerini kontrol altında tutmak istemini düşündürebilir.

Çeşitli kaynaklarda, kadınların sünnet edildiği toplumların ileri sürdüğü sünnet gerekçelerine değinilmiştir. Bunlar: vajinanın sünnet sonrası daha estetik durduğu, daha temiz tutulabildiği, topluma bağlılığı gösterdiği, erkeklerin daha fazla haz aldığı, kadınları çıldırmaktan koruduğu, kadınların doğurganlıklarını arttırdığı, klitorisin kesilmemesi durumunda büyüyerek penise dönüşebileceği gibi inanışlardır. Bununla birlikte sünnet edilmeyen kadının istekli olabileceği ve kocasını başka erkeklerle aldatabileceği gibi gerekçelere de rastlamak mümkündür.

Kadının cinsel isteklerini kontrol edebilme gayesiyle gerçekleştirildiğini anlamaya başladığımız kadın sünnetlerinin, kadının cinsel isteğini azaltarak ya da yok ederek yalnızca çocuk üretim tesisi ve iş gücü yaratmak gibi de bir iktisadi gayesi olduğu anlaşılabilir. Böylelikle kadınların hem cinsel sadakatleri sağlanmakta hem de libidoları iş gücü olarak kullanılabilmektedir. Günümüzde dahi cinsel birlikteliklerde, kadının, erkeğin orgazmı için bir araç olarak algılandığını, kadının doyumunun önemsenmediğini ve kadın cinselliğinin erkeği doyurmayla birlikte çocuk doğurmaya programlandığını görebilmekteyiz.

1997 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Kadın Sünneti Özel Elçisi olarak seçilen, Somali asıllı Waris Dirie, sünnet edilen kadınlardan yalnızca birisi. 4 yaşındayken sünnet edildiğini ve hayatta kalmayı başardığını ifade ediyor. Oysa küçük kız kardeşi sünnet edildikten sonra hayatını kaybediyor; çünkü kadın sünnetleri, oldukça ilkel ve steril olmayan koşullarda gerçekleştiriliyor. Muhtemelen yörenin yaşlı kadınlarından biri, elinde jilet, teneke parçası, cam kırığı gibi materyallerle gerçekleştiriyor operasyonunu. Bu koşullarda sünnet edilen bir kız çocuğunun hayatta kalması büyük bir şans. Waris Dirie, o şanslılardan yalnızca biri. 12 yaşındayken 65 yaşında bir adamla evlendirilmek isteniyor ve annesinin yardımıyla kaçıyor evden. İngiltere’de Somali Büyükelçiliği’nde temizlikçi olarak çalışırken bir fotoğrafçı tarafından keşfediliyor. Başarılı modellik kariyerini sonlandırarak kendisini kadın sünnetleri ile savaşmaya adıyor. 2002 yılında Çöl Çiçeği Vakfı’nı kuran Waris’in yaşamöyküsünü anlattığı üç kitabı ve Çöl Çiçeği kitabından uyarlanan filmde imzası yer almakta.

Son olarak, kadın sünnetine benzetilen bir kavram olarak klitoris estetiği için yapılan cerrahi girişimlerden söz etmek istiyorum. Klitorisin erkeğin penis başına benzer olarak kadının haz ve doyum hususunda merkezi bir işleve sahip olduğunu biliyoruz. Kimi kadınlarda klitorisi örten dış deri tabakası normalden daha kalın olabilmektedir. Bu durum klitorisin daha büyük görünmesine sebep olmakta ve kimi kadınlar bu durumdan estetiksel açıdan hoşnutsuzluk duyabilmektedir. Estetik kaygılarla birlikte, klitorisin üzerindeki deri tabakasının kalın olması kadının uyarılma ve orgazm problemleri yaşamasına sebep olabilir. Bu durumda kadının isteği üzerine, klitorise ya da klitorisi ile birlikte iç dudaklara estetik amaçlı cerrahi girişimler uygulamaktadır. Kadın sünneti ile klitoris üzerinde gerçekleştirilen cerrahi girişimlerin gayelerinin farklı olduğu, anlatılmaya lüzum görülmeyecek düzeyde nettir. Her şeyden önce birinde işlem yalnız kadının rızasıyla gerçekleştirilebilirken; diğerinde rıza diye bir şey söz konusu değildir.

Netice itibariyle; kadın sünnetlerinin, kadının sahip olduğu kişilik ve insan haklarına bir saldırı olduğu anlaşılmaktadır. Rızaya dayalı olmaması ve uygun olmayan ilkel koşullar altında gerçekleştirilmesi de başlıca bir sağlık tehlikesi yaratmakta ve kadının yaşam hakkını ihlale varacak boyutlara ulaşabilmektedir. Bununla birlikte kadın sünnetleri kadının cinsel arzuları ve doyumu üzerinde tahakküm kurarak, kadının sahip olduğu cinsel hak ve özgürlükleri de sınırlandırmakta ve ihlal etmektedir.

Hiçbir hakkın ihlal edilmediği bir dünya dileğiyle.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Kadın Cinsel İşlev Bozukluğu Psk.Kamil DEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,019 uzman makalesi arasında 'Cinsel Hak İhlali Olarak Kadın Sünnetleri' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:00
Top