2007'den Bugüne 92,506 Tavsiye, 28,244 Uzman ve 20,002 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlişkilerde Pornografinin Yeri
MAKALE #11780 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Aykut BORA | Yayın Kasım 2013 | 11,957 Okuyucu
Pornografi en genel anlamıyla, seksüel niteliği olan yazılı, görsel ve işitsel materyaller olarak tanımlanabilir. Günümüzde bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, pornografi endüstrisini de etkilemiş ve pornografi endüstrisine çokça üretilen, hızlı sunulan ve kontrolsüzce tüketilen ürünlerin yer aldığı bir pazar alanı yaratmıştır. Bu çalışmada, pornografinin endüstriyel ve kriminal değerlendirilmesinden çok çiftleri ve ilişkileri nasıl etkilediği üzerinde durulacaktır.

Günümüzde, pornografik materyallere internet ve bilgisayar teknolojisinin kullanımıyla oldukça kolay ve çabuk ulaşılabilmektedir. Pornografi, internet kullanımının yaygınlaşması ve hemen her evde bir bilgisayar ve internet ağının olması nedeniyle hemen herkes tarafından tüketilebilmektedir. Bu durumda faturayı teknolojik gelişmelere kesmek doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte teknolojik gelişmelerin yalnızca pornografik endüstrinin bu denli hızlı gelişmesine ve yayılmasına zemin hazırladığına dikkat edilmelidir. Pornografinin bu denli tüketilmesi teknolojik imkanlardan çok insanın seksüel arzuları ve bakma/seyretme içgüdüsü ile açıklanabilir.

Pornografinin kullanılmasına dair kimi ülkelerde farklı uygulamalar olsa dahi genel olarak, hayvan ve çocuk içeren pornografik materyallerin dışında kalanların tüketilmesinde kriminal ya da patolojik bir durum aranmamaktadır. Psikiyatrik bozuklukların tanımlanmasında en çok dikkat edilen unsur, yaşanan durumun kişinin işlevselliğini bozup bozmadığıdır. Pornografinin kişiyi nasıl etkilediği değerlendirilirken de bu ölçüt göz önünde bulundurulmalıdır. Bu doğrultuda, pornografik tüketimin obsesyona dönüştüğü ve kişinin işlevselliğini olumsuz etkilediği durumlarda birçok kimse bireysel yardım almak amacıyla uzmanların kapısını çalmaktadır.

Klinik verilerden, pornografinin kullanılmasıyla ilgili evli ya da birliktelikleri olan çiftlerin birtakım sorunlar yaşadığı anlaşılmaktadır. Bireysel/cinsel terapilerde ve çift terapilerinde çiftlerin pornografik materyallerin kullanılmasıyla ilgili yaşadıkları sorunlar sıklıkla gündeme gelmektedir. Genellikle kadınlar pornografik materyallerin ilişkilerinde yer almasından duydukları rahatsızlığı dile getirerek yaşadıkları durumları genellikle şöyle ifade etmekteler:

“Eşimi/partnerimi porno film izlerken gördüm ve o an dehşete kapıldım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bu konuyu onunla nasıl konuşabilirim?”

“Eşim/partnerim sevişirken porno film izlememizi öneriyor. Ben izlemek istemediğimi kendisine söyleyemiyorum.”

“Eşim birlikte izlediğimiz porno filmlerdeki yaşananları benimle birlikte yaşamak istiyor. Kendimi kullanılmış gibi hissediyorum. Aramızdaki duygusal bağı öldürdüğünü düşünüyorum.”

“Uzun zamandır porno film izliyorum ve buna karşı koyamıyorum. Kendimi suçlu ve günahkar hissediyorum.”

Kadın danışanlar tarafından belirtilen ve klinik deneyimlerde sıklıkla rastlanan ifadeler genelde yukarı belirtilenlerle yakınlık göstermektedir. Erkekler ise daha çok, pornografik materyallerin kullanımının kendilerinde takıntılı bir hal aldığı ve buna karşı koyamadıklarından yakınmaktalar. Bu durumun yarattığı suçluluk ve günahkarlık duyguları ile birlikte karşı konulmaz istekleri arasında sıkışıp kalmış durumda yardım talep edebilmektedirler. Bununla birlikte terapide birçok erkeğin eşine/partnerine yönelttikleri porno film izleme tekliflerinin geri çevrilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdiğine de rastlamak mümkündür.

Psikoterapi ortamlarında cereyan eden bu konuları anlamak için öncelikle genel anlamda cinsellik ve cinsel fanteziler hakkında düşünülmelidir. Cinsellik, insanın en temel içgüdülerinden biri olmakla birlikte yalnızca genital bölgelerle sınırlandırılamayacak kadar geniş bir alana hitap etmektedir. Fizyolojik yönleriyle birlikte dikkate alınması gereken güçlü psikolojik, sosyal ve kültürel yönleri olan, çok yönlü ve sınırlarının belirlenmesi oldukça güç olan bir kavramdır.

İnsanların ilk cinsel deneyimleri otoerotiktir. Kendi bedenlerini keşfederek, uyararak ve tatmin ederek başlar cinsel serüvenleri. Cinselliklerini biriyle paylaştıkları ilk deneyimlerine kadar cinsel davranışları, normları, ritüelleri ve fantezileri çoktan oluşmuştur. Bunları en öznel yaşam alanında saklar ve çoğunu kimseyle paylaşmazlar. Günün birinde kendi cinsel davranışları, normları, ritüelleri ve fantezileri olan bir başkasıyla ilk cinsel deneyimini gerçekleştirir. Sonrasında toplumsal normlar devreye girer ve cinsellik ritüeli evlilik aracılığıyla legalleştirilir. Bu hem yasal hem de vicdani bir garantördür. Cinsellik bundan böyle kutsi ve hukuki sınırlar çerçevesinde, kişilerin öznel yaşamlarını eşinin/partnerinin öznel yaşamıyla entegre etmesi şeklinde yaşanacaktır. Birçok ilişkide bu entegrasyon olması gerektiği gerçekleştirilemez. Kişiler kendi öznel alanlarını eşiyle/partneriyle tam olarak paylaşmazlar. Genelde her ikisi de gizli kalan bir bölge bırakarak belli başlı konularda ortak noktada buluşup entegre olmaya çalışırlar.

Çiftlerin buluştukları orta noktada yaşananlar bir süre sonra kendilerini doyuma ulaştırmakta yetersiz olmaktadır. İlişkinin başlarındaki cinsel heyecan ortadan kalkmakta ve cinsel yaşam sıradanlaşmaktadır. Aslında bu durum, oldukça normal ve anlaşılır bir gelişmedir. En salt perspektiften, organizmanın belirli bir süre maruz kaldığı uyarana karşı duyarsızlık kazanmasıyla dahi açıklanabilir. Üstelik çiftlerin ortak noktada buluştukları alanda var olan uyaranlar oldukça sınırlıdır. Kendi öznel alanlarını, cinsel sırlarını afişe etmeden yaşadıkları yüzeysel cinsellik bir süre sonra tatmin edicilikten uzak olabilmektedir. Genellikle geleneksel anlayışla yetiştirilmiş kadınlar bu durumdan rahatsızlık duymamakta; fakat erkekler başka kanallarda tatmin olmaya yönelmektedirler. Evlilik dışı ilişkiler, tartışmalar, kavgalar, mutsuz evlilikler ve boşanmalar bu sürecin muhtemel sonuçlarındandır.

Çiftlerin cinsel yaşamlarından aldığı doyum düştükçe çiftler bireysel cinselliklerine geri dönerler. Partneriyle paylaşmadığı cinsel sandığını açar ve doyuma bireysel yoldan ulaşmaya çalışır. Bu süreçte mastürbasyon ve pornografi bireysel cinselliğe sıklıkla eşlik eder. Artık kişi kendini özgür hissetmektedir. İstediği fanteziyi oluşturabilir, bu süreçte her türlü pornografik materyalden faydalanabilir. Yargılayıcısı yalnız bireysel değerleridir ve onu bir süreliğine askıya alabilmektedir, en azından ejekülasyonu sağlayana kadar.
Pornografik materyallerin kullanımı ve mastürbasyon, kişiye sınırsız bir cinsel özgürlük alanı yaratır. Eşiyle/partneriyle paylaştığı cinsel etkinlikte duyduğu kaygıları duymamakta, kendi oluşturduğu cinsel özgürlük alanında dilediği gibi hareket edebilmektedir. Bu özgürlük alanı içerisinde internet kullanımına bağlı olarak sanal mecralarda farklı kimliklere bürünerek kendisi gibi arayışları olan kimselerle tanışıp, cinsel ve psikolojik doyum sağlayabilmektedir. Kimi zaman bu sanal buluşmalar gerçek yaşama taşınabilmekte ve evlilik/ilişki dışı birlikteliklere değin sürdürülmektedir. Bu döngü genelde kronik olma eğilimindedir ve evlilikte/ilişkide telafi olunmaz durumlar yaratabilmektedir.

Çiftler, birbirilerinin cinsel dünyalarından korkma ve bu dünyaları eleştirme eğilimindedirler. Bu öznel dünyada yer alan fantezileri, bir sapkınlık olarak düşünebilmekte ya da eşinin kendisini sapkınlıkla suçlayacağı korkusuyla fantezilerini paylaşmaktan imtina etmektedirler. Cinsel etkinlikleri esnasında her ikisi de kendi zihinlerinde oluşturdukları farklı cinsel fantezilerle doyuma ulaşırlar. Cinsel doyum sağlarken birbirlerinin bedenlerini, orgazm olmalarını fizyolojik açıdan kolaylaştıracak birer obje gibi kullanmaktadırlar. Bu gerçek, çiftleri birbirlerine yabancılaştırabilmektedir.

Kişinin mevcut evliliğine/ilişkisine rağmen doyum sağlamada bireysel cinselliğine başvurması aslında anlaşılır bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bireysel cinselliğin doyuma ulaştırmada çiftlerin birlikte paylaştığı cinselliğin önüne geçmemesidir. Çiftler, her iki tarafın da cinsel doyuma ulaşabilmeleri için gizli tuttukları cinsel sandıklarını birbirleriyle paylaşmaları ve bu paylaşımda yargılayıcı tutumlardan uzak durmaları gerekir. Çiftler eşinin/partnerinin bireysel cinsel dünyasında yer alanları anlamaya çalışmalıdır. Bu süreçte cinsel fantezilerin bir sapkınlık olmadığı, kişinin cinsel doyuma ulaşmada kullandığı ve gündelik yaşamlarında tatbik edilmeyecek düşlemler olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Çiftler cinsel etkinliklerinde paylaşacakları fantezilerin sınırlarını birlikte belirleyebilmeli ve cinsel birlikteliklerinde bunu özgürce dile getirebilmelidir.

Çiftlerin ilişkide birlikte doyum sağlamaları onları birbirlerine yabancılaşmaktan, bireysel cinselliklerine dönmekten ve pornografiye çokça başvurmaktan alıkoyabilmektedir. Bununla birlikte çiftlerin pornografik materyalleri kullanıyor olması olağan karşılanabilir; yalnız her iki eşin/partnerin de mutlak rızası olmalıdır. İlişkilerde pornografinin kullanılmasında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; pornografik materyallerin bir endüstri ürünü olduğu gerçeğidir. Pornografik materyallerde yansıtılan mükemmel vücutlu erkek ve kadınların, olağan dışı cinsel performansların, kusursuz cinselliğin ve orgazmların kurguya dayalı bir endüstri ürünü olduğu unutulmamalıdır. Çiftler pornografik materyallerin seçiminde özen göstermeli, genelde daha soft ve erotik aşkı ön plana çıkaran materyaller tercih etmelidirler.

Son olarak; çiftler, cinsel sorunlarının çözümünde cinsel terapi alanında çalışan ruh sağlığı profesyonellerinden yardım almak konusunda istekli olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; cinsellik yaşamsal niteliğe sahip olmamakla birlikte kişinin yaşam kalitesini belirleyen en temel yaşantılardan biridir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Sporun Psikolojideki Yeri Psk.Aslıhan DEĞERLİ AYTOĞAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,002 uzman makalesi arasında 'İlişkilerde Pornografinin Yeri' başlığıyla benzeşen toplam 33 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:14
Top