Kıskançlık-Çift İlişkisinde Kıskançlık ve Kardeş Kıskançlığı
KISKANÇLIK
Çift İlişkisinde Kıskançlık ve Kardeş Kıskançlığı
Türk dil kurumunda kıskanmanın birkaç kelime anlamı bulunmaktadır. Bunlardan biri “herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden ötürü acı duymak” tanımıdır. Bu tanımdan da kıskançlığın ikincil bir duygu olduğu altta yatanın ise birincil duygu olan acı duymak şeklinde tanımlandığı görülmektedir. Türkçede kıskançlığın eş anlamlısı gibi düşünülen bir kelime olan “hasetlik” ise kıskançlıktan daha negatif bir sözcük olarak kullanılmaktadır. İngilizce de ise kıskançlık anlamında kullanılan “envy” “kişinin kendinde olmayan başka birinin sahip olduğu bir şeyi arzu etmesi” anlamına gelir. Kıskançlığın tanımına benzer olarak İngilizcedeki diğer bir kelime olan “jealous” kelimesi, “kişinin sahip olmak istediği bir şeyi başkasında görüp üzüntü ve kızgınlık hissetmesi” anlamındadır. Türkçede hasetlik kelimesi nasıl kıskançlıktan daha negatifse İngilizcede de jealous kelimesinin diğer kelimeye göre daha negatif bir kelime olduğu görülmektedir. Türkçede kıskanmaya benzer olarak bir de imrenmek (gıpta etmek) sözcüğü bulunmaktadır. Bu da kıskançlık duygusuna benzer şekilde “bir başkasının yerinde olmayı isteme” anlamını taşır.
Kültürel olarak ufak tefek farklılıklar olsa da kıskançlık aslında evrensel bir duygudur. Genel anlamda eş anlamlıları ile birlikte düşünüldüğünde kıskançlık masum bir duygu gibi görülse de kimi zaman “kem gözle bakmak” da kıskançlığa eşlik edebilmektedir. Kem gözle bakmak karşıdaki kıskanılan kişinin zarar görmesinin istenmesi anlamına gelir. Burada bir rekabet duygusu da söz konusudur. Kişi karşısında kimi özelliklerini kendinden daha iyi olarak gördüğü kişiden daha iyi olmak ister bir yarış halindedir. Bu nedenle kıskançlık ve rekabet birbirine çok yakın anlamlara sahip sözcüklerdir. Tüm bu kavramlarla birlikte kıskançlığı çeşitli derecelere sahip olumludan olumsuza doğru giden bir duygu yelpazesi içinde düşünebiliriz.
Peki, Kıskançlık Duygusu Nasıl Ortaya Çıkar?
Kıskançlık gibi karmaşık bir duyguyu tetikleyici unsurlar bilimsel çalışmalarla da araştırılmaktadır. Yapılan çalışmalar kıskanan kişinin kıskandığı kişiden kendini daha aşağıda görmesinin kıskançlık duygusuyla ilişkili olduğunu göstermiştir. Başka bir değişle belirli bir nitelik yönünden kıyaslama yaptığında kendini diğer bir kişiden daha aşağıda gören bir kişi o kişiyi kıskanma eğilimindedir. Araştırmalar kıskanmanın ayrıca benlik saygısı ile de ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Benlik saygısı psikolojide bir terim olup, bir kişinin kendi değerliliği ile ilgili genel kanaati anlamına gelir. Buna göre benlik saygısı düşük olanların kıskanmaya daha yatkın oldukları bulunmuştur. Başka bir değişle kişi genel anlamda kendini değersiz olarak görürse kıyaslama yaptığında başka bir kişiyi belli bir niteliğinden dolayı kendinden daha değerli olarak değerlendirebilir ve böylece kişide kıskançlık duygusu açığa çıkabilir. Benlik saygısı ve aşağılık hissinin yanı sıra kıskanan kişi kıskandığı kişinin kendinde olmasını arzu ettiği özelliklerine bakarak öfke duyar ve bunun kendisine yapılmış bir adaletsizlik olarak düşünür. Ben daha aşağıda olmayı haketmiyorum diyen kıskanç kişi kıskandığı kişiye yönelik kimi zaman düşmanca duygular besleyebilirler. Kültürümüzde bu genellikle hasetlik olarak ifade edilir. Hatta karşı tarafta olan ve kendisinde çok istediği ve sahip olamadığı o özelliğe kem gözle bakabilir. Bununla birlikte bazen kıskanılan kişi bir zarara uğrarsa kıskanan kişi bundan ötürü bir mutluluk hissedebilir. (Bu duyguyu anlatmada terimsel olarak Almanca bir sözcük olan “Schadenfreude” kullanılır. Almancada “schaden” zarar, “freude” sevinç anlamına gelir. Schadenfreude de zarardan sevinç duyma anlamına gelmektedir.) Çünkü kendinden üstün gördüğü kişinin zarar görmesi onun da kendisiyle benzer düzeyde olduğunu düşündürecek, haksızlık düşüncesini, kıskançlık duygusunu azaltacak ve kişiye belli bir iç rahatlaması sağlayacaktır. Felsefi açıdan değerlendirildiğinde Filozof Schopenhauer bir kişinin zarara uğramasından haz duyulmasını bir suç olarak görürken, Nietzsche bunun insana özgü evrensel bir duygu olduğundan bahseder. Kıskanan kişinin kıskanılan kişinin zor bir durumda kalmasından haz duyması toplumda çok tasvip edilmese de insanlarda yaygın olarak görülen doğal bir duygudur.
Çift İlişkisinde Kıskançlık
İlişkide kişi sevdiğini koruma kollama, tehlikelerden sakınma ihtiyacı içindedir. Çünkü ilişkinin devamlılığı için sevdiği kişinin varolması gerekmektedir. Ancak kıskanmanın olumludan olumsuza giden yelpazesi düşünüldüğünde bu duygu kimi zaman karşı tarafa zarar verecek kadar olumsuz olabilir. İlişkide kıskançlık, kişi mevcut ilişkisinin devamına yönelik bir tehdit hissettiği zaman ortaya çıkar. Bu tehdit unsuru gerçek ya da hayali olabilir. İlişkiyi tehdit eden gerçek bir duruma örnek verecek olursak bir kişinin eşinin başka birine cinsel yönden ilgi duyduğunu görmesinin kendisinde kıskançlık hissettirmesi olabilir. Hayali bir kıskançlık ise şüphe duygusunu içinde barındırır. Kişinin gözle gördüğü bir delil olmasa da beraber olduğu kişinin başka birisine ilgi duyduğu yönündeki inancı kıskançlık hissetmesine yol açabilir. Hayali kıskançlık patolojik bir kıskançlıktır ve kıskanan kişinin yardım almasını gerektirebilir.
İlişkide kıskançlığın altta yatan nedenlerine bakıldığına kişide varolan düşük benlik saygısı, kişinin kendini eşine göre daha aşağıda görmesi ve eşi tarafından terkedileceğine inanması kıskançlık duygusunu tetikleyici unsurlar olarak görülür. Kıskanan eş kıskandığı eşinin yaşamını kontrolü altında tutmak isteyebilir. Bu kontrol kıskanılan eş tarafından bireyselliğine aşırı bir müdahale olarak algılandığında hoşnutsuzluk yaratır ve ilişkide sıkıntılar ortaya çıkar.
Kıskançlık duygusunun temelinde acı ve öfkenin olduğundan bahsetmiştik. İlişkilerde de bir kişide yoğun kıskançlık ortaya çıktığında genellikle yoğun öfkeyle birlikte kendini gösterir. Bunun sonucunda da kişi saldırganlaşırsa eşine, kendine veya ilişkisine zarar verdiğini düşündüğü diğer bir kişiye zarar verici davranışlarda bulunabilir. İlişkideki aşırı kıskançlık ilişkiye ve/veya kişilere zarar verdiğinden altta yatan sebepleri inceleyen ve buna yönelik müdahalede bulunan çift terapisini gerektirebilir.
Kardeş Kıskançlığı
Kardeş kıskançlığını tetikleyen kardeşler arasındaki rekabet aslında tüm canlılarda görülen normal bir durumdur. Bir çocuk kardeşi dünyaya geldikten itibaren onunla rekabet içine girer. Çünkü, hayatta kalabilmesi için ebeveyni tarafından yeterince ilgi görmesi gerekir ve ilgiyi anında almasındaki en büyük engellerden birisi de kardeşi olabilir. Ebeveyn çocukların hepsiyle ilgilenmek durumunda olduğundan hepsiyle aynı anda ilgilenemeyebilir. Tüm canlılarda bazı kardeşlerin ebeveyninden daha talepkâr olduğu görülür. Bazı kardeşler ise ebeveynin ilgisini çok fazla talep etmezler. Ebeveyn ise talepkar çocuk tarafından devamlı uyarıldığı için onunla ilgilenmeye daha meyillidir. Ancak, bu durum talepkar olmayan kardeşte kıskançlık duygusuna yol açabilir.
Kardeşler arasındaki kıskançlığı tetikleyen en önemli etken ebeveyn davranışlarıdır. Ebeveynin sıklıkla kardeşlerden birini daha çok onaylaması ve takdir etmesi Habil ile Kabil örneğinde olduğu gibi kıskançlığı tetikleyicidir. Bu tür bir davranış diğer çocuğa yetersiz ve değersiz olduğunu hissettirebilir. Böylece çocuk kendini kardeşinden aşağıda olarak görebilir ve benlik saygısı azalabilir. Ve tüm bunlar çocuğun kardeşini kıskanmasına yol açar.
Ebeveynlere kardeş rekabetini tetikleyici davranışlardan kaçınmada birkaç öneri şunlar olabilir:
- Sürekli olarak bir çocuğunuzda gördüğünüz olumlu bir davranışı diğer kardeş(ler)ine örnek olarak göstermeyin. Çocuklar yanlışı olduğu gibi doğruyu da kendiliğinden örnek alabilirler.
- Kardeşlerden sıklıkla olumsuz davranış gösteren çocuğu bu davranışından ötürü etiketlemeyin. (Örn., yaramaz A. gibi)
- Çocuklarınıza belki eşit davranamayabilirsiniz; ama her birinin tek ve biricik olduğunu unutmayın.
- Her bir çocuğun farklı yetenekleri ve yeteneksizlikleri olabileceğini kabul edin.
- Kardeşlerden birine devamlı olarak yaşından büyük bir sorumluluk vermeyin.
- Kardeşler kendi aralarında nasıl doğru şekilde tartışacaklarını bilemeyebilirler, onlara iyi örnek ve yol gösterici olmaya çalışın.
Genel bir özet yapmak gerekirse kıskançlık aslında olağan bir duygu olmasına karşın olumsuz ve şiddetli olduğu durumlarda kişiye ve çevresine zarar verebileceğinden anormal bir hale gelebilir. Sıklıkla kişideki düşük benlik saygısı, adaletsizlik algısı ve bir diğerinden aşağıda olduğuna inanması ile ilgilidir. Gerek kardeş gerekse çift ilişkisinde de düşük benlik saygısı ve aşağıda olduğuna inanma ötekini kıskanmayı tetikleyici unsurlardır. Kardeş kıskançlığında altta yatan bu etkenler genellikle ebeveynlerin davranışları tarafından belirlenir. Sosyolojik, kültürel, ilişkisel ve kişilik yapısı ile ilgili faktörlerin hepsi etkileşim halinde olup kıskançlık duygusunun ortaya çıkmasında etkindir.
Gizem Bodur
Uzman Klinik Psikolog
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kıskançlık-Çift İlişkisinde Kıskançlık ve Kardeş Kıskançlığı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gizem BODUR ATALAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gizem BODUR ATALAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
kıskançlık, kardeş kıskançlığı, ilişkide kıskançlık, evlilikte kıskançlık, kıskançlık duygusu, kıskançlığın nedenleri, kıskançlığın temeli
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.