2007'den Bugüne 92,575 Tavsiye, 28,262 Uzman ve 20,023 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk, Ölüm ve Yas Süreci
MAKALE #14324 © Yazan Psk.Derya OĞUZTÜRK | Yayın Mart 2015 | 1,504 Okuyucu
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ(ÇOCUKTA)

Ölüm, yaşamın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Ölüm evrensel bir olaydır. Geride kalanlarda yarattığı çaresizlikle birlikte gelen en büyük kayıptır. Yas, "bizim için çok fazla önemi olan birisini sonsuza dek kaybettiğimizde hissettiğimiz üzüntüden doğan duygular" olarak tanımlanabilir.

Peki çocuklar için ölüm ve yas nasıl bir süreçtir.Çocuklarla ölüm üzerine konuşulurken bilinmesi gereken en önemli şeylerden ilki, çocukların bu konuda neyi bildikleri diğeri ise neyi bilmedikleridir. Ailenin bir üyesi öldüğünde, tüm çocuklar şöyle ya da böyle bundan etkilenir ve yetişkinlerden farklı davranırlar. Yaşı çok küçük olan çocuklar ölümü anlamakta zorlanabilirler. Sevdiği birini kaybeden bir çocuğun kendini güvende hissetmesi ancak ailedeki en yakın üyelerden gelecek sevgi ve şefkatle mümkündür. Konuşmak her zaman bütün sorunları çözmeyebilir ancak sınırlı da olsa anlamalarını sağlayabilir.

Çocukların kayba ve ölüme tepkisini anlayabilmek için öncelikle çocuğun aslında neyi kaybettiğini düşünmek gerekir. Çünkü çocuğun kayba tepkisinin derecesi ve önemi de aslında kaybedilen ebeveynin veya kişinin ya da varlığın çocuğun hayatında nasıl bir rol oynadığına da bağlıdır. Çocuğun hayatında önemli rol oynayan kayıpları ''birincil'' ve ''ikincil'' kayıplar olarak ifade edebiliriz. Birincil kayıplar çocuk için yaşam koşullarının değişmesine yol açan kişilerin kaybı ile olur.Bunlar: çocuğun temel gereksinimlerini karşılayan ve çocuğa sevgi- güven ortamını oluşturan kişiler mesela anne,baba ya da çocuğun bu tür ihtiyaçlarını karşılayan bakıcı ya da dadı olarak tanımladığımız kişiler bile olabilir.Ya da duygusal ve kişisel iletişimde olup paylaşımlarda bulunduğu bazen zaman zaman belki de özdeşim kurduğu büyükanne,büyükbaba,kardeş,yakın arkadaş gibi kaybıyla birincil kaybı yaşar çocuk.İkincil kayıplar ise daha çok çocuğun yaşadığı kayıp dolayısyla maruz kaldığı ortam değişiklikleri( farklı bir ev,farklı bir mahalle,bunlardan kaynaklanan farklı okul ve arkadaş ortamı gibi) içerir. Kaybın çocuk için öneminin yanında kaybın birincil ya da ikincil kayıplardan oluşması da çocuğun kayba vermiş olduğu tepkiyi de o derecede etkilemektedir.

Çocuklarla ölüm üzerine konuşulurken söylenecekler "çocuğun yaşına" ve "çocuğun geçmiş yaşam deneyimlerine" bağlı olarak belirlenebilir.

5 yaşından küçük çocuklar, Bu yaşlardaki çocuklarda daha çok somut düşünce hakim olduğundan dolayı ölüme ve ölüme neden olan olaya verecekleri anlam da buna göre değişebilir. Örneğin babasını bir araba kazası nedeniyle kaybeden bir çocuk,arabamız olmasaydı ölmeyecekti şeklinde bir yaklaşımda olabilir. Çocuk olayı anlatıldığı gibi anlayacağından özellikle bu yaşlarda çocuklara ''yolculuğa çıktı'', ''uyudu'', ''melek oldu'' gibi gerçekdışı açıklamalar yapmaktan kaçınılması uygun olacaktır. Bu tür gerçekdışı söylemler çocukta ileri de aile fertlerinden ya da arkadaşlarından birinin gerçekten örneğin yolculuğa çıkması gerektiğinde çocukta yas sendromlarına sebep olabilir,çünkü çocuk kaybı yolculukla özdeşleştirmiş olacaktır. Bu nedenle somut düşüncenin hakim olduğu bu yaş döneminde ölümü açıklarken başlarda özellikle herzaman gözlemleyebildiği çevredeki canlılardan(bitki,hayvanlar,çiçekler.. vs) örneklendirerek somut görebileceği anlamdırabileceği olgulardan yola çıkarak ölüm döngüsünü anlatabilir daha sonra yaşanan kaybında(insan hayatında) olabileceği genellemesine gidilebilir.
5 ile 10 yaş arası çocuklar ; Özellikle 7 yaşından az da olsa artık soyut düşüncesinin gelişmeye başlamasıyla beraber(ki halen somut düşünce ağırlıtadır) ölümü geri dönüşü olmayan ve kişinin yaşam işlevlerinin son bulduğu bir olay olarak algılamaya başlayabilirler.Yine de çoğu zaman somut açıklamalara gereksinim duyarlar.
10 yaşından ergenliğin sonuna kadar olan dönemde, Artık soyut düşünceyi idrak etmeleri nedeniyle yaklaşık 10 yaşından itibaren yaşanan kayıplarda kaybın geri dönüşünün olmadığını, aynı zamanda kayıpla birlikte yaşanabilecek olan değişiklik ve eksikliklerinde farkında,bilincinde olurlar.

Peki çocukların kayıp ve yas tepkileri neler olabilir?

Pek çok çocuk yaşadığı kaybı yaşaması ve dışarıya yansıtması da yetişkinlerde olduğu gibi duygularında ve davranışlarında meydana gelen değişikliklerle olmaktadır.Genellikle yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda yaşanan kayıları anlamlandırabilmekte ve çoğu zaman yaslarını ifade edebilmekte zorlanmaktadırlar.Yaşanan yas tepkilerinde çocuğun yaşanan kayba karşı yüklediği anlam,yaşanan kaybın çocuk için önemi(birincil ya da ikincil kayıp)de verilen tepkiyi dolaylı yoldan etkilemektedir. Genel anlamda çocuk kayıp yaşanmasına sebep olan olayınşahidi ise kendisinde genellikle suçluluk duygusuyla beraber korku, çaresizlik, suçluluk, öfke, şaşkınlık, boşluk, üzüntü, özlem, kaygı(aknsiyete) yoğun olarak yaşar.Çocuğun bu anlamda kayıp sonrasında yaşadığı yas duygularını anlamak çocuğa yaşadığı bu süreçte yardımınızı o derecede etkin kılacaktır.
Bazı çocuklar ise yaşadıkları duygusal tepkilerini dile getiremedikleri,ifade edemedikleri için genellikle içlerinde yaşadıkları o boşluk ve fırtınayı davranışlara dökerek rahatlatmaya çalışırlar.
*Pasif agresif çoğu zamanda agresif davranışlar(sözel veya fiziksel saldırılar,öfke nöbetleri)
*İçe kapanmak,konuşmak istememek.
*Yemek yeme düzeninde değişiklikler(yemek yemek istememek yada kontrolsüz istemsiz aşırı yemek yemek)
*Uyku düzeninde bozulmalar(uykuya dalamama,uykudan sık sık uyanmalar,kabuslar görmek hatta yalnız başına uyumaktan korkmak)
*Seperasyon anksiyetesi yaşamak( Okula gitmek istememek,hayatta olan ebeveynlerinden onların da başlarına kötü birşey gelebilir korkusuyla ayrılmak istememek ve sevdiklerinin başına kötü birşey gelebileceği korkusunu yaşamak )
*Çoğu zaman okulda başarısızlıklar ya da tam tersi yaşanan kaybı yadsımak amaçlı kendini okul derslerine vermek.
Peki biz yetişkinler olarak yaşanan kayıplarda yas sürecini sağlıklı yaşabilmeleri ve atlatabilmeleri için çocuklarımıza nasıl yardımcı olabiliriz?
Öncelikle
• Ölümün ardından olabildiğince kısa bir sürede gündelik yaşantıya dönün. Çocuğa kimsenin kendisini bırakmayacağına, onu sevip bakacağına inanabilmesi için, şefkat ve ilginizi sık sık, çok açık bir biçimde gösterin. Emin olabilmek ve kendisini güvende hissedebilmek için sorduğu soruları sıklıkla tekrarlayabilir. Aslında bu sık sorular bile anksiyetesinin ne derecede yüksek olduğunun bir göstergesidir.
• Anlayışlı davranarak çocuğun sorduğu ya da sormaya niyetlendiği sorularını tekrar tekrar yanıtlayın. Bazen çocuğun sorularının cevaplanması kadar sormaya cesaret edemediği ancak sizin gözlemlediğiniz size sormaya cesaret edemediği aklında kalan soru işaretleri olabilir., Bunların hepsi için çocuğu tatmin edecek şekilde açıklama yapmaya dikkat edin. Örneğin “Annem hiç gelmeyecek mi?” sorusunun altında, aslında çocuğun kayıpla ilgili birincil ve ikincil ihtiyaçları yatmaktadır.yanıtınız şöyle olabilir: “Yavrum, annen maalesef geri gelmeyecek, biz onu artık göremeyeceğiz ama hep seveceğiz. Hep düşüneceğiz. Ama merak etme hayatımız çok farklı olmayacak, sen yine okuluna gidebileceksin, mahalledeki arkadaşlarınla yine oyun oynamayı sürdürebileceksin. Ben de hep yanında olacağım ve seni koruyacağım'
Çocuk böyle bir durumda yapılması gereken uygun davranışların da ne olduğunu bilemeyebilir. Sorular sorması, hissettiklerini söylemesi için cesaret verin. Kendi başınızdan geçmiş ölüm olaylarında neleri merak ettiğinizi; ailedeki bu kayıpla ilgili olarak yaşadığınız duyguları paylaşın. Ama asla, “Metin olmalısın, ağlamamalısın, sen ağlarsan o da üzülür gibi” sözlerle, neler hissetmesi, neler hissetmemesi gerektiğini söylemeyin.
• Size sevgisini göstermesine izin verin. Yakın bir zamanda sevdiği başka insanların ölmeyeceği konusunda güvence verin. Çocuğun yaşadığı suçluluk duyguları mevcutsa ölüm olayının çocuğun o kişiye yönelik herhangi bir kızgınlığıyla ya da öfkesi ile ilişkili olmadığını özellikle vurgulayın.
• Ölen kişinin ölümünden sonra yapılacak törenlere şu ya da bu şekilde çocuğun da katılmasını sağlayın. Cenaze töreninin ne olduğu ve neden yapıldığını ona açıklayın, fakat gelmesi için ısrar etmeyin. Korku içinde olan bir çocuğu cenaze törenine gitmesi için zorlamak doğru değildir. Onun yerine, dua etmesi, bir süre sonra ziyaret etmek amacıyla kabristana götürülmesi uygun olacaktır.
• Çocuklar bir kez ölümü kabullendiklerinde, yaşadıkları üzüntüyü ve sıkıntıyı, zaman zaman ve bazen de hiç beklenmedik anlarda ifade edebilirler ve bu durum uzun sürebilir. Geride kalan akrabaların, çocukla birlikte olabildiğince fazla zaman geçirmeleri, ona korku ve üzüntülerini açıklamak için fırsat tanımaları çok yararlıdır. Ancak özellikle okul çağındaki ve daha büyük çocukların, istedikleri zaman yalnız kalmalarına da izin verin. Zaman zaman üzüntülerini kendi başlarına yaşamak istemelerini anlayışla karşılayın.
Eğer kayıp yaşayan bir çocuk 6 aydan fazla bir süre; çocuğun altı aydan daha uzun sürecek şekilde, gündelik olaylar ve faaliyetlerle ilgilenmiyorsa, her şeye karşı ilgisizse,yaşına uygun olmayan'bebeksi' davranışlar gösteriyorsa (regresyon) ölen kişinin davranışlarını aşırı şekilde taklit ediyor ve sürekli onunla beraber olmak istediğini tekrarlıyorsa aynı zamanda kayıp sonrasında arkadaşlarından uzaklaştıysa ve okul başarısında büyük bir gerileme var ya da okula gitmek istemiyorsa mutlaka bir uzmanla görüşmeniz yas sürecini sağlıklı bir şekilde atlatamayan ve yönetemeyen çocuğunuza yardımcı olacaktır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Ölüm ve Yas Süreci Psk.Funda ARPAGUŞ
► Çocuklarda Ölüm ve Yas Süreci Psk.Aysun AKTAŞ
► Çocuk ve Ölüm Kavramı Psk.Gözde ALPER
► Çocuk ve Ölüm Kavramı Psk.Eda GÖKDUMAN
► Boşanma Süreci ve Çocuk Psk.Dnş.Müjgan SONUÇ
► Boşanma Süreci ve Çocuk Psk.Gözde EMİK AKSOY
► Boşanma Süreci ve Çocuk Üzerindeki Etkileri Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,023 uzman makalesi arasında 'Çocuk, Ölüm ve Yas Süreci' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:13
Top