2007'den Bugüne 92,566 Tavsiye, 28,260 Uzman ve 20,019 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilinç Biliminin Felsefi Temelleri
MAKALE #23202 © Yazan Fatma DEMİRÖZ | Yayın BUGÜN Temmuz 2024
BİLİNÇ BİLİMİNİN FELSEFİ TEMELLERİ
Zihin-beden kuramlarını ikici ve tekçi kuramlar olarak iki farklı kategoride inceleyeceğiz.

İkici Bilinç Kuramları
Dünya fiziksel, zihinsel olarak farklı iki tür varlıktan, tözden oluşmuştur. Bilinç ile fiziksel madde en temelde birbirinden faklıdır. Zihinsel olan, fiziksel dünyayla, beyinle nasıl ilişki kurar?

Etkileşimcilik
Beyinle bilinç birbiriyle karşılıklı bir nedensel etkileşim içindedir (Revonsuo, 2010).

Epifenomenalcilik
Beyin etkinliğinden bilince doğru tek yönlü bir neden oluşun var olduğunu ancak bilincin beyin üzerinde herhangi bir nedensel gücünün bulunmadığını savunur. Zihinsel olayların mekanik beyin süreçlerinin yan ürünü olduğunu ileri sürer.

Koşutçuluk
Bilinç olayları ile beyin olayları arasında nedensel bağıntılar yoktur ancak yine de ikisi, neden oluş yanılsaması yaratacak mükemmel bir ahenk içinde görünür (Revonsuo, 2010).

İkicilikle İlgili Sorunlar
Fiziksel olan beyinle nedensel etkileşim içinde olacak ruhta bazı fiziksel niteliklerin bulunması gerekir. Ancak ikiciler için bilinç, fiziksel olmayan bir şeydir. Fiziksel niteliklere sahip olmayan bir şey nasıl olur da beyinde bir şeyin gerçekleşmesine neden olabilir?

Tekçi Bilinç Kuramları I (Tekçi Maddecilik)
Dünya fiziksel, zihinsel tek tip tözden oluşmuştur. Bilinç ile fiziksel madde temelde aynıdır.

Elemeci Maddecilik
Bilinç bir yanılsamadır ve gerçekte yoktur, kavram tümüyle reddedilmelidir.

İndirgemeci Maddecilik
Bilinç bir tür beyin etkinliğinden başka bir şey değildir.
Elemeci ve indirgemeci maddecilik zihnin öznel ve niteliksel boyutlarından kurtulmaya çalışır. Bunlar kendileriyle işe başlanacak gerçek şeyler değildir. Bunların gerçekliği de düşündüğümüz gibi değildir, nöral bir gerçekliktir.

Belirimci Maddecilik
Bilinç beyindeki üst düzey bir organizasyondur, beynin etkinliğine bağlıdır ama ona indirgenemez. Büyük ölçekli nöral etkinliklerden öznel bilinç gibi yeni, öngörülemez özellikler belirebilir. Ancak öznel psikolojik gerçekliğin nöral ateşlemelerden nasıl belirdiğini bilmez.
Belirimci maddeciliğin iki biçimi vardır. Zayıf ve güçlü belirimci maddecilik. İlki belirimin açıklanabileceğini söyler diğeri reddeder. Maddecilik bilinci açıklayamamıştır. Evrendeki her şeyin fiziksel maddi varlıklardan oluştuğu maddeci yaklaşımın varsayımlarını kabul etmez.

Tekçi Bilinç Kuramları II
Bilinci açıklayamayan maddeciliğe karşı bazı alternatif yaklaşımlar geliştirilmiştir.

İdealizm
Var olan tek tözün "zihin" olduğunu iddia eden idealizme göre bilinç, zihin tözünün temel karakteristiğidir. Her şey zihinsel bir şeyden veya bilinçli deneyimden meydana gelir. Gerçeklik bir rüya alemi gibidir. Fiziksel dünyayı duyularımız ve algısal imgeler aracılığıyla varlığına dolaylı bir kanıt olarak elde ederiz. İdealistler fiziksel dünyadaki nesnelerin var olduğunu reddetmezler, yalnızca onların kendilerini algılayacak bir zihnin dışında, var olduklarını reddederler. Bedenler zihinlerin dışında var olmayacağına göre, zihin ve bedenin etkileşim sorunu da ortadan kalkar.

Tarafsız Tekçilik
Fiziksel madde ile bilinç her ikisinden daha temel olan bir şeye bağlıdır. Hakikat, maddecilik ve idealizm arasında ortada bir yerde bulunuyor olabilir.
Panpsişizm Evrendeki fiziksel her şey zihinsel veya bilinçli bir bileşen içerir. Bir demir paranın iki yüzü gibi biri olmadan diğeri olamaz.
Proto-panpsişizm Fiziksel olan her şey temel ve basit bir bilinç biçimini içerir. Bu bilinç bileşenleri beyinde karmaşık bir bilinç sistemi oluşturacak şeklide organize olmuşlardır.

İşlevselcilik
İşlevselcilik, zihinsel bir durumu işleviyle tanımlar. Her bir zihinsel durum için, onu tanımlayan işlevsel bir rol vardır. Bilinci soyut, nedensel, hesaplamalı olarak açıklar, fiziksel ve zihinsel herhangi belirli bir şeyle değil. Bilinç, bilgisayar programına benzer bir yazılımdır. Zihinsel durum, bilgi işleme sisteminin bir işlevidir. Zihin durumları, başka zihin durumlarıyla, duyusal girdilerle, davranışsal çıktılarla olan işlevsel ya da nedensel ilişkilerinin bütününden meydana gelir. Nitelceler, işlevselcilik için sorun yaratırlar. Zihnin öznel hissi ile niteliksel özellikleri girdi çıktı ile betimlenemediği için işlevsel bir durum olarak görülmez ve bilinç ihmal edilir (Revonsuo, 2010).

Zihin Beden Sorununa Cevap: Ne Materyalizm Ne de Düalizm

Ne düalizm, ne de materyalizm zihin beden sorununa kesin bir çözüm getirebilmiştir. Ancak, zihinsel olguların ve durumların, beyinle bir şekilde bağlantılı olduğu göz ardı edilemeyecek kadar kesin olduğu için, zihin beden sorununa doyurucu bir cevap verilmesinin, ancak materyalist yönelimli bir şekilde zihinle beynin ilişkisini göz önüne alan bir kuramdan çıkacağı düşünülür. Buna göre, zihinsel durumların beynin durumlarıyla özdeş olmadıklarını ve kendilerine özgü ontolojik varoluşlarını kabul edip zihinsel niteliklerin, beynin nörolojik işleyişini takip ederek onlara bağlı olarak ortaya çıktığı söyleyenebilir (Elbeyoğlu, 2019).

Searl de ikici tekçi yaklaşımları sorunu çözümsüz kılan aynı anlayışın farklı ifadeleri olarak görüp terk edilmeleri gerektiğini söyler. Zihin beden sorununa yönelik çözümü şudur, “Zihinsel fenomenlere beyindeki alt düzey nörofizyolojik süreçler neden olur ve kendileri, beyinde gerçekleşen üst düzey veya sistem özellikleridir.” Bilinci biyolojik tarihimizin bir parçası kılarak doğalcı bir çizgiye yerleştirir (Süzgün, 2022:91,92).

"Beyin süreçleri bilince nasıl neden olur?" felsefi çabalara rağmen gizem devam eder. Peki, zihin beden sorunu neden ortadan kalkmayacak gibi duruyor? “Hangi nöral oluşumların bilinçten sorumlu olduğunu bilsek dahi, niçin belirli bir maddi karektere sahip bir mekanizmanın, belirli bir niteliksel karaktere sahip bilinçli durumlara neden olduğunu kavramak nasıl mümkündür?” şeklinde bir açıklama getirilebilir. Başka bir deyişle, bir kişinin ağrısı belirli bir niteliksel hisse sahiptir ve bu hisse, başkasının erişemeyeceği bir şekilde sadece o kişi erişebilir (Heil, 2015).

Zihin beden sorununun tartışıldığı başlıklar durumun güçlüğünü destekler niteliktedir. Zor Sorun başlığı altında Chalmers bir fiziksel sistemin bir öznel, niteliksel deneyimi nasıl ortaya çıkarabileceğiyle ilgili fikrimizin olmamasını ifade eder. Levine ise İzah Gediği başlığı altında beynin fiziksel özellikleri ve bilincin niteliksel özellikleri arasında her zaman bir ilişki olduğunu göstersek de aralarında kavranabilir bir köprü kurma imkansızlığını ifade eder (Revonsuo, 2010).

Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?

Zor sorunun güçlüğünü destekler nitelikte olan T. Nagel'in makalesindeki meşhur argümanı da, yarasaların veya insan dışındaki yaratıkların öznel bilinçli yaşamı hakkında bilimin muhtemelen hiçbir zaman fazla bir şey söyleyemeyeceğini gösterir. Bunun için bir düşünce deneyi yapar.
Düşünce deneyi için üç seçenek oluşturur:

1.Taklit :Yaşadıkları doğal ortamda yarasaların yaşamını yakından takip etsem ve yarasa tarzı bir yaşamı taklit etmeye başlasam ne olur? Bulacağım tek şey der Nagel, yarasa davranışının çok kötü taklidinin insan için nasıl garip ve yapay bir his olacağıdır.
2.Ortak deneyimler: İnsanlar ile yarasaların ortak deneyimlerinden yola çıkmayı teklif eder. Her iki tür de ağrı, susuzluk gibi benzer şeyler hisseder. Bu da işe yaramayacaktır. Bu tür benzer deneyimlere odaklanmak yarasanın ve insanın öznel dünyasıyla ilgili şeyleri dışarda bırakacaktır.
3.Önce bir yarasaya sonra insana dönüştürülmek: Bilim insanı yarasa olduktan sonra bu bilgiyi başkalarına anlatamayacaktır. İnsana dönüştükten sonra yarasa olmanın nasıl bir şey olduğunu da hatırlayamayacaktır (Nagel, 1974: 435 – 450).

METODOLOJİK VARSAYIMLAR

Bilinç, bilimsel bir yaklaşımla dışarıdan bir nesne olarak tarif edebileceğimiz sağduyusal, herhangi bir varlıktan farklıdır çünkü bilimsel olarak betimlediğimiz şey bizizdir. “Bilinç ne tür bir fiziksel süreçtir, sahip olduğu niteliklere niçin sahiptir, hangi koşullar altında oluştu?” sorularına yukarıdan beri önerilen fikirleri, üretilen üç varsayımda toplayabiliriz (Edelman & Tononi, 2011).

Fizik Varsayımı
Bilincin belli beyinlerin yapı ve dinamiklerinden doğan özel bir fiziksel süreç olduğunu varsayar. Bilinçli deneyim bazı niteliklerle betimlenebilir, bütünleşiktir, bilinç durumları bağımsız bileşenlere bölünemez. Belirli bir bilinç durumunda olmak her zaman parçalarının toplamından fazlasıdır, birleşik tutarlı bir bütün olarak bilgiyi inşa eder ve farklılaşmıştır, kişi milyarlarca bilinç durumunu deneyimleyebilir. Bilimsel görev, hangi türdeki özel fiziksel sürecin bu nitelikleri eşzamanlı bir şekilde açıklayabileceğini betimlemektir.

Evrimsel Varsayımı
Bilincin hayvanlar aleminde doğal seçilim esnasında evrildiğini söyler. Bilinç, biyolojik yapılarla bağlantılıdır yani evrimsel seçilimin ürünü belli bir morfoloji tarafından üretilmiş dinamik süreçlere bağımlıdır fakat her bir hayvanın yaşamı içindeki doğal seçilime ve seçici olaylara maruz kalan davranışlarını etkiler. Evrimsel varsayım, bilincin görece yakın tarihli bir gelişme olmasından dolayı bütün hayvan türleri tarafından paylaşılmadığını da ifade eder (Edelman & Tononi, 2011).

Nitelceler Varsayımı
Kırmızıyı kırmızı yapıp maviden farklı kılan o özel öznel histir. Kırmızı ya da mavi neden bu şekilde hissediliyor? Bilincin öznel niteliksel yönlerine doğası gereği herkese açık ve özneler arası olan bilimsel kuramlar ile doğrudan ulaşılamaz. Bilincin koşullarını betimleme ile üretme ve deneyimleme farklı şeylerdir. Nitelceler, karmaşık bir beyin tarafından yürütülen çok boyutlu ayırt etme biçimleri olarak değerlendirilebilir. Nitelceleri analiz edebilir, nasıl ortaya çıktıklarına dair bir şeyler söyleyebiliriz ancak uygun beyin yapılarını ve bireysel organizmanın bedeni içindeki dinamikleri göstermeden nitelceleri ortaya çıkarmak mümkün görünmez (Edelman &Tononi, 2011).

SONUÇ

Bilinci incelemek kendimize dair derin bir gizemi, öznel deneyimlerden oluşan yaşamımızı, kişisel varlığımızın temel doğasını ve öznel varlığımızı incelemektir. Bu varlık, bilimlerin ele aldığı türden bir varlık değildir. Zihnin sahip olduğu karmaşık yapı, bilincin tanımının kesin ifadelerle yapılmasına engel olur. Filozoflar ve bilim adamları tarafından ele alınan bilinç sorunsalı “zihinsel ve fiziksel olgular arasında nasıl bir ilişki vardır?” şeklinde dile getirilir. Zihin-beden sorununa dair felsefi kuramlar öne sürülmesine ve son yıllarda psikoloji ve nörobilimdeki gelişmelere rağmen üzerinde anlaşmaya varılmış bir cevap yoktur. Bilinçli bir özne olarak canlı olma, nesnel biyolojik anlamda canlı olmaktan çok daha öte bir şeydir. Bilincin sadece sinir sistemlerinin faaliyetine bağlı olduğu görüşü kuşkuludur çünkü iplik kurdunun sinir sistemi var ama bilinçsizdir. “Bilinç, ne tür bir fiziksel süreçtir?”, “sahip olduğu niteliklere niçin sahiptir”, ve “hangi koşullar altında ortaya çıktı?” sorularına getirilen biyolojik, felsefi ve evrimsel yanıtlara dayanarak “bilinç, biyolojik beyin yapıları ve dinamikleri ile bağlantılı bir süreç olarak evrimsel seçilimin ürünü olan belli bir morfoloji tarafından üretilmiş karmaşık bir beyin tarafından yürütülen çok boyutlu ayırt etme biçimleridir” şeklinde kapsamlı bir tanım yapabiliriz.

KAYNAKÇA

Edelman, G. M. & Tononi, G. (2011) Bilincin Evreni:Maddenin Hayale Dönüşümü. (Çev.:Subaşı, A.). İstanbul: Küre Yayınları.

Elbeyoğlu, K.(2019) Zihin Felsefesi. Urhan,V. ve Uslu, S. (Ed.) Eskişehir: Anadolu Üni. Yayınları.

Heil, J. (2015) Zihin Felsefesi Çağdaş Bir Giriş. (Çev.:) İstanbul: Küre Yayınları.

Nagel, T. (1974) “What is it like to be a bat?”. Philosophical Review, 83 (4 ) : 435-450. : Duke University Press.

Revonsuo, A. (2010) Bilinç:Öznelliğin Bilimi. (Çev.:Değirmenci, S.) İstanbul: Küre Yayınları.

Süzgün, E. (2022) Çağdaş Felsefi Bilinç Kuramları. Ademir, B ve Süleyman (Ed.) İndirgemeci Olmayan Bir Bilinç Ontolojisi: John R. Searle ve Biyolojik Doğalcılık Kuramı (s.91,92). İstanbul: Küre Yayınları.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bilinç Biliminin Felsefi Temelleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fatma DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Fatma DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatma DEMİRÖZ Fotoğraf
Fatma DEMİRÖZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Felsefeci
ANTROPOLOG - YAŞAM KOÇU - Nefes Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Fatma DEMİRÖZ'ün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,019 uzman makalesi arasında 'Bilinç Biliminin Felsefi Temelleri' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► YENİBilinç: Genel Bir Bakış Temmuz 2024
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:34
Top