Sağlığıma Sahip Çıkıyorum
‘Mutlu ve iyimser duygu ve düşünceler içinde olduğunuzda mı kendinizi daha iyi hissedersiniz yoksa sağlığınız iyi olduğunda mı mutlu olursunuz? Eğer mutlu ve olumlu olmak için sağlığınızın daha iyi olmasını bekliyorsanız daha çok beklemeye hazırlanın.
Çünkü ruh halimizin sağlığımız üzerindeki etkisi çok büyük. Stresle ilgili yapılan araştırmalar bunu çok net bir şekilde gösteriyor. Sıkıldığımızda, üzerimizdeki yükler arttığında vücudumuz alarma geçiyor; yani kalbimiz daha hızlı atıyor, kan basıncımız yükseliyor, baş ağrısı, mide sorunları, uykusuzluk, bitkinlik, eklem ağrıları gibi fiziksel sorunlar yaşıyoruz. Eğer bu işaretleri ciddiye almaz, hayatımızda, duruşumuzda değişiklikler yapmazsak daha büyük sağlık sorunları geliştiriyoruz.
İyimser duygu ve düşünceler içinde olduğumuzda ise bağışıklık sistemimiz güçleniyor, enerjimizi, potansiyelimizi gerçekleştirmeye verebiliyoruz ve çevremizde buna uygun koşulların oluşmasına katkıda bulunmuş oluyoruz.
Peki ya kas hastalıkları, MS, astım, tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarda da bu durum geçerli mi diye soracaksınız. Bugün bilim bize, düşüncelerimizin kronik hastalığın gidişatı üzerinde etkili olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. Canımız sıkıldığında, kaygılarımız arttığında, kendimizi çaresiz hissettiğimizde hastalıkla ilgili sıkıntılarında arttığını biliyoruz.
Bu yüzden Klinik Psikolojinin Tıbbi Psikoloji veya Davranışsal Tıp adı verilen uzmanlık dalı ilaçsız yöntemlerle kronik hastalığımızı etkin bir şekilde idare etmemize yardımcı oluyor. Bu yardım sayesinde hastalık hayatımıza hükmetmiyor, korku ve kaygılar yerine yaşamı farklı açılardan deneyimleme becerimizi geliştiriyor, genel olarak tatminimizin yüksek olduğu bir yaşam sürebiliyoruz.
Kullandığımız başetme yöntemlerinin sayısı arttıkça kronik hastalığın getirdiği engeller karşısında kullanabileceğimiz seçeneklerimizde çoğalıyor. Bu yüzden hastalıkla ilgili olsun veya olmasın hayatımızdaki stresi azaltacak teknikler öğrenip uyguladığımızda hastalığın gidişatını olumlu yönde etkileyebiliyoruz. Böylece genel yaşam kalitemizi arttırıyoruz.
İlaçla yapılan tedavilerin aksine bu çalışmada kronik hastalığı yaşayan kişi olarak bizim aktif bir rol almamız ve bir şeyler yapmamız gerekiyor. Öğrendiğimiz beceriler hayat boyu, farklı ortamlarda ve konularda işimize yarayacağından çok değerliler. Üstelik ilaçlarda olduğu gibi yan etkileri de yok.
Çünkü ruh halimizin sağlığımız üzerindeki etkisi çok büyük. Stresle ilgili yapılan araştırmalar bunu çok net bir şekilde gösteriyor. Sıkıldığımızda, üzerimizdeki yükler arttığında vücudumuz alarma geçiyor; yani kalbimiz daha hızlı atıyor, kan basıncımız yükseliyor, baş ağrısı, mide sorunları, uykusuzluk, bitkinlik, eklem ağrıları gibi fiziksel sorunlar yaşıyoruz. Eğer bu işaretleri ciddiye almaz, hayatımızda, duruşumuzda değişiklikler yapmazsak daha büyük sağlık sorunları geliştiriyoruz.
İyimser duygu ve düşünceler içinde olduğumuzda ise bağışıklık sistemimiz güçleniyor, enerjimizi, potansiyelimizi gerçekleştirmeye verebiliyoruz ve çevremizde buna uygun koşulların oluşmasına katkıda bulunmuş oluyoruz.
Peki ya kas hastalıkları, MS, astım, tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarda da bu durum geçerli mi diye soracaksınız. Bugün bilim bize, düşüncelerimizin kronik hastalığın gidişatı üzerinde etkili olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. Canımız sıkıldığında, kaygılarımız arttığında, kendimizi çaresiz hissettiğimizde hastalıkla ilgili sıkıntılarında arttığını biliyoruz.
Bu yüzden Klinik Psikolojinin Tıbbi Psikoloji veya Davranışsal Tıp adı verilen uzmanlık dalı ilaçsız yöntemlerle kronik hastalığımızı etkin bir şekilde idare etmemize yardımcı oluyor. Bu yardım sayesinde hastalık hayatımıza hükmetmiyor, korku ve kaygılar yerine yaşamı farklı açılardan deneyimleme becerimizi geliştiriyor, genel olarak tatminimizin yüksek olduğu bir yaşam sürebiliyoruz.
Kullandığımız başetme yöntemlerinin sayısı arttıkça kronik hastalığın getirdiği engeller karşısında kullanabileceğimiz seçeneklerimizde çoğalıyor. Bu yüzden hastalıkla ilgili olsun veya olmasın hayatımızdaki stresi azaltacak teknikler öğrenip uyguladığımızda hastalığın gidişatını olumlu yönde etkileyebiliyoruz. Böylece genel yaşam kalitemizi arttırıyoruz.
İlaçla yapılan tedavilerin aksine bu çalışmada kronik hastalığı yaşayan kişi olarak bizim aktif bir rol almamız ve bir şeyler yapmamız gerekiyor. Öğrendiğimiz beceriler hayat boyu, farklı ortamlarda ve konularda işimize yarayacağından çok değerliler. Üstelik ilaçlarda olduğu gibi yan etkileri de yok.
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.