23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Çocuk İstismarı
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı 23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Atatürk’ün girişimiyle Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutladığımız gün. Bugünü çocuklara armağan ederken şu sözleri söylemişti: ‘Bugünün küçükleri yarının büyükleridir. Çocukları sağlıklı ve bilgili yetiştirilmeyen uluslar, temeli çürük binalar gibi çabuk yıkılırlar.” Bugün şenlikler düzenleniyor, çocuklar renk renk giysileriyle, çeşit çeşit gösteriler yaparak bu özel günde kendilerini ortaya koyuyorlar, eğleniyorlar. Çocuklarımızın bayramını kutluyorum. Ancak bu hoş görüntünün arkasındaki çocuk istismarı ile ilgili acı tabloyu görmeyi, göstermeyi, düşündürmeyi ve davranış düzeyinde değişime davet etmeyi de kendim için toplumsal bir görev olarak görüyorum.
Çocuk istismarı ile ilgili bilinçli ve duyarlı yaklaşım
Çocuk istismarı ile ilgili bilinçli ve duyarlı yaklaşım
Bir Disiplin Yöntemi Olarak Ceza ve Çocuk İstismarı
Geleneksel yaklaşımda çocuk yetiştirmede ceza vermek doğal olarak algılanır. Cezayı sözel veya fiziksel negatif uyarılar olarak tanımlarsak, sözel cezalandırma azarlama, bağırma, hakaret etme, beddua etme gibi sözel uyarıları; fiziksel cezalandırma ise hafif, yalnızca ağrı oluşturan uyarılardan yaşamsal tehlike oluşturabilecek boyutlarda çok ağır şiddet davranışlarına kadar geniş bir yelpaze içerir.
Araştırmalar çocuklarına sık sık bağıran anne-babaların genellikle dayak atmaya eğilimli olduklarını gösteriyor. Ne yazık ki eline hafifçe vurmak, poposuna bir cisimle vurmak, tokatlamak, kollarından tutarak sarsmak, çimdiklemek, kolunu bükmek, yumruklamak, tekmelemek, sigara veya sıcak su gibi maddelerle yakmak, kapalı bir odada kilitli tutmak, bağlamak, duvara çarpmak ve kafasına vurmak gibi davranışlar çocuklarımıza yaptığımız korkunç işkencelerden bazıları.
Ayrıca gene araştırmalar çocukluklarında istismara uğramış anne-babaların kendi çocuklarına karşı daha örseleyici disiplin yöntemleri kullandığını gösteriyor. Eğer siz de istismara uğramış bir çocukluk geçirdiyseniz ebeveynlerinizin hatalarını tekrar etmemek için yardım almalısınız.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuk istismar veya ihmale uğramakta. Türkiye’de çocuk istismarı ise dünya ortalamasının tam 5 katı!!
Çocuk İstismarı ve Cezanın Etkileri
Eğer hayatımızda ve tutumlarımızda değişim olacaksa geleneksel olarak bu kadar yaygın olan sözel ve fiziksel cezanın uzmanlar tarafından neden istismar olarak kabul edildiğine detaylı bir şekilde eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu etkiler kısa ve uzun vadeye yayılır, bir kısmı da erişkinlikte ortaya çıkar:
– gelişimsel bozukluklar,
– uyku bozuklukları
– yeme bozuklukları,
– alkol veya ilaç bağımlılığı,
– depresyon,
– anksiyete,
– panik bozukluğu,
– suç işleme ve şiddet davranışında artış,
– kendine zarar verme, intihara eğilim,
– kendi çocuklarına da aynı yöntemleri kullanma eğilimi olarak sayılabilir
Araştırmalar şiddete maruz kalan çocukların şiddet kullandıklarını gösteriyor ve bu eğilim ergenlikte devam ediyor, zaman zaman suça yatkınlık olarak ortaya çıkabiliyor. Şiddet uyuşturucu gibidir. Şiddet uygulanarak davranışları sınırlanan bir çocuk giderek duyarsızlaşmaya başlar. Üzerinde aynı otoriteyi sağlamak için giderek daha fazla şiddete ihtiyaç duyar. Bu da yukarıda sözünü ettiğimiz istismara yol açar.
Cinsel Çocuk İstismarı
Cinsel istismar çocuğun, kendisinden büyük, cinsel açıdan olgun bir ergen veya yetişkin tarafından cinsel doyum için, korkutma, tehdit gibi baskı yollarıyla zorlanarak veya kandırma ve rüşvetle ikna edilerek çocukla bir cinsel eylemde bulunarak cinsel haz almasıdır. Cinsel eylemin herhangi bir araç kullanılarak yapılıp yapılmaması, genital ya da fiziksel temas içerip içermemesi; çocuk tarafından başlatılıp başlatılmaması, görünür bir zarar vermesi ya da vermemesi bu durumun istismar olma halini değiştirmez.
Türkiye, dünyada çocuk istismarı sıralamasında üçüncü sırada. 2011 yılında 40bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğunu biliyoruz. Bu çok büyük bir rakam!!!
Çocuk İstimarı ve Çözümler
Ülke istatistiklerine göre cinsel istismara maruz kalan çocukların %70’i 2-10 yaş arasında, kız ve erkek oranları aynı. İstismarcıların %96’sı erkek, %80’i de çocuğun tanıdığı bir kişi, çoğunlukla bir aile üyesi!
Erkeklerimizin neden bu tür sapık davranışlarda bulunduğunu ciddi bir şekilde ele almalı ve radikal çzümler üretmeliyiz. Güç ve iktidar çoğunlukla erkeklerde ve zaten istismar eğilimi olan bu kişilerin çözüm bulmasını bekleyemeyiz. Duyarlılık sahibi her insanın bu konuda farkındalık kazanma, yayma ve değişim talep etmesinin hem hakkı hem de sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Sağduyulu babaların desteğiyle, anne ve eş rolümüzde kadınlar olarak gücümüzü ve önemimizi farketmeli çocuklarımızı yetiştirirken onlara cinsellik konusunda ki dogmaları sorgulayarak yaklaşmalıyız.
Cinsel istismara karşı çocuklarımızı korumak için çok iyi bir kaynak olan bu söyleşiyi ve Bilgi Üniversitesi Şiddet ve Travmayı Önleyici Çalışmalar Grubu Bilgi Açık Kapı tarafından hazırlanan bu yazıyı mutlaka inceleyin ve paylaşın.
İstismar eğiliminiz varsa etrafınızdaki çocukların hayatına zarar vermeden önce lütfen yardım alın.
Çocuk istismarı ile ilgili bilinçli ve duyarlı yaklaşım
Çocuk istismarı ile ilgili bilinçli ve duyarlı yaklaşım
Bir Disiplin Yöntemi Olarak Ceza ve Çocuk İstismarı
Geleneksel yaklaşımda çocuk yetiştirmede ceza vermek doğal olarak algılanır. Cezayı sözel veya fiziksel negatif uyarılar olarak tanımlarsak, sözel cezalandırma azarlama, bağırma, hakaret etme, beddua etme gibi sözel uyarıları; fiziksel cezalandırma ise hafif, yalnızca ağrı oluşturan uyarılardan yaşamsal tehlike oluşturabilecek boyutlarda çok ağır şiddet davranışlarına kadar geniş bir yelpaze içerir.
Araştırmalar çocuklarına sık sık bağıran anne-babaların genellikle dayak atmaya eğilimli olduklarını gösteriyor. Ne yazık ki eline hafifçe vurmak, poposuna bir cisimle vurmak, tokatlamak, kollarından tutarak sarsmak, çimdiklemek, kolunu bükmek, yumruklamak, tekmelemek, sigara veya sıcak su gibi maddelerle yakmak, kapalı bir odada kilitli tutmak, bağlamak, duvara çarpmak ve kafasına vurmak gibi davranışlar çocuklarımıza yaptığımız korkunç işkencelerden bazıları.
Ayrıca gene araştırmalar çocukluklarında istismara uğramış anne-babaların kendi çocuklarına karşı daha örseleyici disiplin yöntemleri kullandığını gösteriyor. Eğer siz de istismara uğramış bir çocukluk geçirdiyseniz ebeveynlerinizin hatalarını tekrar etmemek için yardım almalısınız.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuk istismar veya ihmale uğramakta. Türkiye’de çocuk istismarı ise dünya ortalamasının tam 5 katı!!
Çocuk İstismarı ve Cezanın Etkileri
Eğer hayatımızda ve tutumlarımızda değişim olacaksa geleneksel olarak bu kadar yaygın olan sözel ve fiziksel cezanın uzmanlar tarafından neden istismar olarak kabul edildiğine detaylı bir şekilde eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu etkiler kısa ve uzun vadeye yayılır, bir kısmı da erişkinlikte ortaya çıkar:
– gelişimsel bozukluklar,
– uyku bozuklukları
– yeme bozuklukları,
– alkol veya ilaç bağımlılığı,
– depresyon,
– anksiyete,
– panik bozukluğu,
– suç işleme ve şiddet davranışında artış,
– kendine zarar verme, intihara eğilim,
– kendi çocuklarına da aynı yöntemleri kullanma eğilimi olarak sayılabilir
Araştırmalar şiddete maruz kalan çocukların şiddet kullandıklarını gösteriyor ve bu eğilim ergenlikte devam ediyor, zaman zaman suça yatkınlık olarak ortaya çıkabiliyor. Şiddet uyuşturucu gibidir. Şiddet uygulanarak davranışları sınırlanan bir çocuk giderek duyarsızlaşmaya başlar. Üzerinde aynı otoriteyi sağlamak için giderek daha fazla şiddete ihtiyaç duyar. Bu da yukarıda sözünü ettiğimiz istismara yol açar.
Cinsel Çocuk İstismarı
Cinsel istismar çocuğun, kendisinden büyük, cinsel açıdan olgun bir ergen veya yetişkin tarafından cinsel doyum için, korkutma, tehdit gibi baskı yollarıyla zorlanarak veya kandırma ve rüşvetle ikna edilerek çocukla bir cinsel eylemde bulunarak cinsel haz almasıdır. Cinsel eylemin herhangi bir araç kullanılarak yapılıp yapılmaması, genital ya da fiziksel temas içerip içermemesi; çocuk tarafından başlatılıp başlatılmaması, görünür bir zarar vermesi ya da vermemesi bu durumun istismar olma halini değiştirmez.
Türkiye, dünyada çocuk istismarı sıralamasında üçüncü sırada. 2011 yılında 40bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğunu biliyoruz. Bu çok büyük bir rakam!!!
Çocuk İstimarı ve Çözümler
Ülke istatistiklerine göre cinsel istismara maruz kalan çocukların %70’i 2-10 yaş arasında, kız ve erkek oranları aynı. İstismarcıların %96’sı erkek, %80’i de çocuğun tanıdığı bir kişi, çoğunlukla bir aile üyesi!
Erkeklerimizin neden bu tür sapık davranışlarda bulunduğunu ciddi bir şekilde ele almalı ve radikal çzümler üretmeliyiz. Güç ve iktidar çoğunlukla erkeklerde ve zaten istismar eğilimi olan bu kişilerin çözüm bulmasını bekleyemeyiz. Duyarlılık sahibi her insanın bu konuda farkındalık kazanma, yayma ve değişim talep etmesinin hem hakkı hem de sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Sağduyulu babaların desteğiyle, anne ve eş rolümüzde kadınlar olarak gücümüzü ve önemimizi farketmeli çocuklarımızı yetiştirirken onlara cinsellik konusunda ki dogmaları sorgulayarak yaklaşmalıyız.
Cinsel istismara karşı çocuklarımızı korumak için çok iyi bir kaynak olan bu söyleşiyi ve Bilgi Üniversitesi Şiddet ve Travmayı Önleyici Çalışmalar Grubu Bilgi Açık Kapı tarafından hazırlanan bu yazıyı mutlaka inceleyin ve paylaşın.
İstismar eğiliminiz varsa etrafınızdaki çocukların hayatına zarar vermeden önce lütfen yardım alın.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.