Yaşarken Cenneti Bulmak İçin…
Kendime çektiğim kişilerden bazılarının gerçekten ciddi sorunları olmasına rağmen, danışanlarımla ilgili hedeflerim de çok yüksek. Amacım, insanlara yaşarken cenneti bulmak için kullanabilecekleri araçlar vermek ve yaşadıkları zorlukları birer basamak gibi kullanarak daha zengin olasılıklara ulaşmalarına yardımcı olmak. Bugün keşiflerimden birini sizinle paylaşmak istiyorum.
Yaralar İyileşinceye Kadar Kuşaktan Kuşağa Aktarılır
Her birimiz ilişkilerimize kendi yaralarımızla geliriz. Bu yaralar ilişki içerisinde çok çeşitli şekillerde ifade bulur, örneğin enerji eksikliği, eşimizin arabayı kullanışının bizde kaygı yaratması, basit istekleri tahakküm kurma ya da üstünlük taslama gibi algılama, çok fazla eleştirme, beğenme ve beğenisini gösterme konusunda zorluk çekme, kendini incinmiş hissetme, duygudaşlık kuramama, eşine haber vermeden dışarıda arkadaşlarla vakit geçirme, sinirlenme ve hatta şiddete başvurma gibi şekillerle kendini gösterebilir.
Bir ailenin önemli özelliklerini belirleyen şey, birbirimizin yaralarına gösterdiğimiz tepkilerdir. Örneğin, tanıdığım bir ailede baba ailesini kendi öfkesinden ve kontrolsüz içki içme sorunundan koruma çabası ile ailesiyle araya mesafe koymayı adet edinmiş, anne ise herkese farklı bir hikâye anlatarak babayı ve çocukları idare eder olmuş.
Birbirinizi Tam Olarak Kabul Edebiliyor ve Birbirinizin Yaralarına Uyum Sağlamaya Odaklanabiliyor musunuz?
Dün bir danışanım bana, taraflardan birinin gözünde ilişkide bir dengesizlik varsa ve çabalarının fark edilmediğini ve takdir edilmediğini düşünüyorsa ne olur diye sordu. Bu soru dikkatimi birçok çiftte gözlemlediğim bir şeye yöneltti. Duygusal yatırımlarımız karşılığında tatmin edici bir geri dönüş beklentisi içinde oluyoruz. Bu geri dönüş bazen bizim umduğumuz şekil veya zamanda gerçekleşmeyebiliyor.
Birbirimizin Yaralarını İyileştirmemiz ve Dünyada Bir Cennet Yaratmamız Gerçekten Mümkün mü?
Bu soruya cevap olarak orijinal bir formül geliştirdim ancak bu herkesin benimseyip uygulamak isteyeceği bir formül değil; her türlü uyum sağlama ve beklenti döngüsünün ötesinde bir yaklaşım.
Aile bireylerinizden birinin yaraları size sıkıntı yaratıyor ya da zarar veriyorsa bile, dünyada bir cennet yaratmanın sırrı karşınızdakini yargılamadan, kınamadan tamamen kabul etmektir. Püf noktaları koşulsuz sevgi ve yalnızca elinizden gelen şeylere odaklanmaktır.
Formül şöyle:
Kabullenme + Sevgi + Etki alanımıza odaklanma = Dünyada cennetin anahtarı
Şehir dışında yaşar ve kızımızı yetiştirirken, sık sık, bu dönemin kişisel ve ruhsal evrimim açısından hayatımda değerli bir inziva dönemi olduğunu düşünürdüm. Bu algıdan doğan esneklik, direnç, enerji ve doyum hissi öyle doğal, coşkun ve güçlüydü ki kendimi gerçekten yaşarken cenneti bulmuş gibi hissederdim.
Bugünse koşullarımız daha farklı. İşim geliştiği için kızımla geçirebildiğim zaman azaldı, kızımsa yılın bir kısmını eğitim için yurt dışında geçiriyor. Ancak hayat bu zorlukları telafi eden ödüller sunmaya devam ediyor. Eşim Stephen bir yandan kendi işini kurmakla uğraşırken bir yandan da benim işime daha fazla destek oluyor. Kızımın evde olmadığı süre içinde Filiz Telek ve Francis Weller gibi harika hocalarla tanışma fırsatı buldum. Gelen her şeyi sevgi ve takdirle kabul etmeyi öğrendiğim için hayat, ilahi bir senfoni gibi gizemli notalarla ilerlemeye devam ediyor.
Yaralar İyileşinceye Kadar Kuşaktan Kuşağa Aktarılır
Her birimiz ilişkilerimize kendi yaralarımızla geliriz. Bu yaralar ilişki içerisinde çok çeşitli şekillerde ifade bulur, örneğin enerji eksikliği, eşimizin arabayı kullanışının bizde kaygı yaratması, basit istekleri tahakküm kurma ya da üstünlük taslama gibi algılama, çok fazla eleştirme, beğenme ve beğenisini gösterme konusunda zorluk çekme, kendini incinmiş hissetme, duygudaşlık kuramama, eşine haber vermeden dışarıda arkadaşlarla vakit geçirme, sinirlenme ve hatta şiddete başvurma gibi şekillerle kendini gösterebilir.
Bir ailenin önemli özelliklerini belirleyen şey, birbirimizin yaralarına gösterdiğimiz tepkilerdir. Örneğin, tanıdığım bir ailede baba ailesini kendi öfkesinden ve kontrolsüz içki içme sorunundan koruma çabası ile ailesiyle araya mesafe koymayı adet edinmiş, anne ise herkese farklı bir hikâye anlatarak babayı ve çocukları idare eder olmuş.
Birbirinizi Tam Olarak Kabul Edebiliyor ve Birbirinizin Yaralarına Uyum Sağlamaya Odaklanabiliyor musunuz?
Dün bir danışanım bana, taraflardan birinin gözünde ilişkide bir dengesizlik varsa ve çabalarının fark edilmediğini ve takdir edilmediğini düşünüyorsa ne olur diye sordu. Bu soru dikkatimi birçok çiftte gözlemlediğim bir şeye yöneltti. Duygusal yatırımlarımız karşılığında tatmin edici bir geri dönüş beklentisi içinde oluyoruz. Bu geri dönüş bazen bizim umduğumuz şekil veya zamanda gerçekleşmeyebiliyor.
Birbirimizin Yaralarını İyileştirmemiz ve Dünyada Bir Cennet Yaratmamız Gerçekten Mümkün mü?
Bu soruya cevap olarak orijinal bir formül geliştirdim ancak bu herkesin benimseyip uygulamak isteyeceği bir formül değil; her türlü uyum sağlama ve beklenti döngüsünün ötesinde bir yaklaşım.
Aile bireylerinizden birinin yaraları size sıkıntı yaratıyor ya da zarar veriyorsa bile, dünyada bir cennet yaratmanın sırrı karşınızdakini yargılamadan, kınamadan tamamen kabul etmektir. Püf noktaları koşulsuz sevgi ve yalnızca elinizden gelen şeylere odaklanmaktır.
Formül şöyle:
Kabullenme + Sevgi + Etki alanımıza odaklanma = Dünyada cennetin anahtarı
Şehir dışında yaşar ve kızımızı yetiştirirken, sık sık, bu dönemin kişisel ve ruhsal evrimim açısından hayatımda değerli bir inziva dönemi olduğunu düşünürdüm. Bu algıdan doğan esneklik, direnç, enerji ve doyum hissi öyle doğal, coşkun ve güçlüydü ki kendimi gerçekten yaşarken cenneti bulmuş gibi hissederdim.
Bugünse koşullarımız daha farklı. İşim geliştiği için kızımla geçirebildiğim zaman azaldı, kızımsa yılın bir kısmını eğitim için yurt dışında geçiriyor. Ancak hayat bu zorlukları telafi eden ödüller sunmaya devam ediyor. Eşim Stephen bir yandan kendi işini kurmakla uğraşırken bir yandan da benim işime daha fazla destek oluyor. Kızımın evde olmadığı süre içinde Filiz Telek ve Francis Weller gibi harika hocalarla tanışma fırsatı buldum. Gelen her şeyi sevgi ve takdirle kabul etmeyi öğrendiğim için hayat, ilahi bir senfoni gibi gizemli notalarla ilerlemeye devam ediyor.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.