Her Koşulda Karşılıksız Sevmek
Küçük çocukların kimlik yapılarının şekillenmesinde ailenin rolü büyük önem taşır. Çocukluğa yeni adım atıldığı dönemde, fiziksel yapı olarak nasıl elastik bir kemik ve kas sistemi var ise ruhsal iskelet sistemi de o kadar tazedir. Çocuk ilk etapta kendini anne ve babasının gözünden görür. Bu yüzdendir ki; ebeveynlerin onlarla iletişiminde kurduğu bir kelime bile hayatı öneme taşır. Oyuncağını sürekli yere düşüren bir çocuğa “Aptal mısın? Düşürüp durma şunu” diye hitap eden bir babanın evladı bu söylemle sürekli karşılaşırsa beyin sinir sistemi yolaklarında bu durum o şekilde yer edecek ve yetişkinliğinde dahi yere her düşürdüğü eşya sonucunda kendini aptal olarak hissedecektir. Çünkü; burda çocuk yaptığı hareketin farkında değildir, hareketin sonucunda aptal olarak etiketlenmiştir.
Doğumdan itibaren bize bakım verenin duygusal olarak verdiği enerji ile beslendiğimiz gerçeği artık tartışılmaz bir konudur. Yapılan bir çok araştırma bunu kanıtlamıştır. Örneğin, bazı bilim adamları, çocuklar doğduğunda kimse onlarla iletişime geçmez ise hangi dili konuşacaklarını merak ettikleri için bir deney yürütürler. Yöntem şu şekildedir, çocuk doğar doğduğu andan itibaren bakım verenler dört dörtlük fiziksel ihtiyaçlarını giderirler ama duygusal anlamda hiçbir temas kurmadan. Göz kontağı, gülümseme, seslenme, kucaklama veya sarılma gibi aklınıza gelebilecek ruhsal dokunuşların hiçbiri yapılmaz. Bir süre sonra bebeklerin teker teker öldüklerine şahit olurlar. Benze bir olay 2. Dünya savaşının Romanyasında bir yetimhanede de yaşanmıştır. Yetimhanede teker teker bebek ölümleri olmaktadır. Durum araştırıldığında ne bir hastalık, ne bedensel ihtiyaçların karşılanmaması ne de ortamın fiziksel koşullarında bir sıkıntı yoktur. Fakat sonra anlaşılır ki çocuklar duygusal olarak iletişimsizlikten doğan açlıktan ölmektedir. Bu yüzdendir ki; çocuklara onlar bir hata yaptıklarında küserek azarlayarak karşılık verilmemelidir. Bu durum tahmin edilenden daha çok hasara neden olur. Bakım verenden aldıkları bu enerji hayatta kalmak için nefes kadar önemlidir. Aile bunu çocuktan kestiğinde onu ölümcül bir depresyona sürüklemektedir.
Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek düşünülenin aksine yapılması komplike paradigmalar içermemektedir. En önemli nokta her koşulda karşılıksız sevmek olarak özetlenebilir.
Doğumdan itibaren bize bakım verenin duygusal olarak verdiği enerji ile beslendiğimiz gerçeği artık tartışılmaz bir konudur. Yapılan bir çok araştırma bunu kanıtlamıştır. Örneğin, bazı bilim adamları, çocuklar doğduğunda kimse onlarla iletişime geçmez ise hangi dili konuşacaklarını merak ettikleri için bir deney yürütürler. Yöntem şu şekildedir, çocuk doğar doğduğu andan itibaren bakım verenler dört dörtlük fiziksel ihtiyaçlarını giderirler ama duygusal anlamda hiçbir temas kurmadan. Göz kontağı, gülümseme, seslenme, kucaklama veya sarılma gibi aklınıza gelebilecek ruhsal dokunuşların hiçbiri yapılmaz. Bir süre sonra bebeklerin teker teker öldüklerine şahit olurlar. Benze bir olay 2. Dünya savaşının Romanyasında bir yetimhanede de yaşanmıştır. Yetimhanede teker teker bebek ölümleri olmaktadır. Durum araştırıldığında ne bir hastalık, ne bedensel ihtiyaçların karşılanmaması ne de ortamın fiziksel koşullarında bir sıkıntı yoktur. Fakat sonra anlaşılır ki çocuklar duygusal olarak iletişimsizlikten doğan açlıktan ölmektedir. Bu yüzdendir ki; çocuklara onlar bir hata yaptıklarında küserek azarlayarak karşılık verilmemelidir. Bu durum tahmin edilenden daha çok hasara neden olur. Bakım verenden aldıkları bu enerji hayatta kalmak için nefes kadar önemlidir. Aile bunu çocuktan kestiğinde onu ölümcül bir depresyona sürüklemektedir.
Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek düşünülenin aksine yapılması komplike paradigmalar içermemektedir. En önemli nokta her koşulda karşılıksız sevmek olarak özetlenebilir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.