Yuvadan Uçamayan Kuşlar
Bazı aileler kendileri çok zorluklarla karşılaştıkları için ya da var olan tüm imkanlarını çocuklarının önüne sermek için çocuklarının hayatlarını limitsizce kolaylaştırırlar. "Ben yaşamadım o yaşasın, o yorulmasın o zahmet etmesin ben yaparım" gibi söylemler vardır bu davranışın altında. Bu ebeveynlerin çocuklarına baktığımız da ise çaba sarf etmeksizin isteklerine ulaşmaları sonucu bir süre sonra bir şeyleri bireysel yapma gayretinde de bulunmamalarını görüyoruz. Ve ebeveynlerin her imdadında koşacağını, hayatını kolaylaştıracağını bilen çocuk aileye bağımlı olacaktır. Çünkü bireysel olarak bir şeyleri elde etmenin hem hazzını tatmamış hem de zorluklarla karşılaşmamıştır.
Aileler başta bu kendilerine olan bağımlılıktan çok hoşlanmaktadır. Bilhassa da toplumumuzda çocuklarına bağımlı annelere daha çok rastlıyoruz. Eşlerini çocuk odasına gönderip, çift kişilik yatağını çocuğu ile paylaşan annelere...Bu anneler ebeveynliğe sağlıksız bir anlam yüklemiş olabilir veya çocuğu eş ile yaşadığı çatışmalardan kaçma aracı olarak görebilmektedir. Bu hayatı kolaylaştırmalar ve merkeze eş yerine çocuğu almalar ise beraberinde bağımlılığı pekiştirmektedir. Anne de çocuğuna bağımlı olmaktadır.
Üniversiteye, askere uzağa gitme veyahut evlenme gibi bir durumla karşı karşıya kaldıklarında ise bu ebeveynler tam da bu nedenlerle bunalıma girebilmektedir. Çünkü merkeze konulan çocuğun yokluğunu doldurmakta zorluk çekmektedir. Genç erişkinler ise o vakte dek zorluklarla hiç karşılaşmadıkları ya da kendileri mücadele edip bir şeyler elde etmedikleri için problem çözme becerileri zayıftır, her güçlükle karşılaştıklarında gözleri ebeveynleri arayabilmektedir. Maalesef ki durum bunlarla da sınırlı kalmayabilir. Bu çocuklar yetişkin birey olup evliliğe adım attıklarında da eşleri ile yaşadıkları çatışmalara aileleri dahil edebiliyorlar, aileleri ile sağlıklı sınır oluşturulamayabiliyorlar ; Sınırların dengesiz oluşu ise hem yetişkin bireyin evliliğini tehlikeye sokmaktadır, hem de ebeveynlerin stresin ortasında kalmalarına sebebiyet verebilmektedir.
Bu aileleri özetleyecek olursak ;
Başta bağımlılıktan hoşlanırlar, çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını kafesten onlara iletirler ; çocuklarının yetişkin kimliği ile karşılaştıklarında ise kafesin kapısını açıp hadi artık uçma vaktin geldi, bundan sonra yolculukta tek başınasın diyebilmekteler. O vakte dek hayatla bireysel mücadelesi gelişmemiş yetişkin ise elbette ki afallıyor, bocalıyor, yolunu kaybedebiliyor. Aileler çoğu vakit bu karşılaştıkları duruma anlam veremeyip bambaşka bir niyetle yaklaştıkları durumun sonucunda kendilerini olumsuz döngünün içerisinde bulabilmekteler. Bu süreci tersine çevirmek istiyorsak,
- Çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerini, hayatla temas etmelerini mümkün kılmalıyız.
Aileler başta bu kendilerine olan bağımlılıktan çok hoşlanmaktadır. Bilhassa da toplumumuzda çocuklarına bağımlı annelere daha çok rastlıyoruz. Eşlerini çocuk odasına gönderip, çift kişilik yatağını çocuğu ile paylaşan annelere...Bu anneler ebeveynliğe sağlıksız bir anlam yüklemiş olabilir veya çocuğu eş ile yaşadığı çatışmalardan kaçma aracı olarak görebilmektedir. Bu hayatı kolaylaştırmalar ve merkeze eş yerine çocuğu almalar ise beraberinde bağımlılığı pekiştirmektedir. Anne de çocuğuna bağımlı olmaktadır.
Üniversiteye, askere uzağa gitme veyahut evlenme gibi bir durumla karşı karşıya kaldıklarında ise bu ebeveynler tam da bu nedenlerle bunalıma girebilmektedir. Çünkü merkeze konulan çocuğun yokluğunu doldurmakta zorluk çekmektedir. Genç erişkinler ise o vakte dek zorluklarla hiç karşılaşmadıkları ya da kendileri mücadele edip bir şeyler elde etmedikleri için problem çözme becerileri zayıftır, her güçlükle karşılaştıklarında gözleri ebeveynleri arayabilmektedir. Maalesef ki durum bunlarla da sınırlı kalmayabilir. Bu çocuklar yetişkin birey olup evliliğe adım attıklarında da eşleri ile yaşadıkları çatışmalara aileleri dahil edebiliyorlar, aileleri ile sağlıklı sınır oluşturulamayabiliyorlar ; Sınırların dengesiz oluşu ise hem yetişkin bireyin evliliğini tehlikeye sokmaktadır, hem de ebeveynlerin stresin ortasında kalmalarına sebebiyet verebilmektedir.
Bu aileleri özetleyecek olursak ;
Başta bağımlılıktan hoşlanırlar, çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını kafesten onlara iletirler ; çocuklarının yetişkin kimliği ile karşılaştıklarında ise kafesin kapısını açıp hadi artık uçma vaktin geldi, bundan sonra yolculukta tek başınasın diyebilmekteler. O vakte dek hayatla bireysel mücadelesi gelişmemiş yetişkin ise elbette ki afallıyor, bocalıyor, yolunu kaybedebiliyor. Aileler çoğu vakit bu karşılaştıkları duruma anlam veremeyip bambaşka bir niyetle yaklaştıkları durumun sonucunda kendilerini olumsuz döngünün içerisinde bulabilmekteler. Bu süreci tersine çevirmek istiyorsak,
- Çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerini, hayatla temas etmelerini mümkün kılmalıyız.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.