Büyülü Ekranlar!
Uzun zamandır ailelerin güncel konusu: çocuğumu tabletten koparamıyorum, bağımlı gibi, elinden almak istediğimizde ortalığı yıkıyor veya çok üzülüyor, derslerine adapte olamıyor, elinden aldığımızda bizimle konuşmuyor…
Teknolojiyi zevkle kullanıyor olmamız aslında yeni bir durum değil. Çoğumuz, ailemize yalnız kalabilecekleri birkaç saat tanıyan çizgi film dolu Pazar sabahlarını hatırlıyoruz. Fakat kontrol edebilmemizin daha zor olduğu TV dışındaki platformlara özgürce erişebilmek henüz 10 yıldır mevcut bir durum. Bu yüzden teknolojinin içinde doğan çocukların genç yetişkin olduklarında sosyal ve duygusal olarak nasıl bir gelişim göstereceğini henüz hiçbirimiz bilmiyoruz…
Öncelikle şunu söyleyeyim; ebeveynler ellerindeki imkanı kullandıkları için suçlu hissetmemeliler. Hayat zaten zor. Artık birçok aile temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda. Çocuklarının birbiriyle kavga etmelerini veya evdeki bağrışmaları önlemek için teknolojik cihazlara başvuran ebeveynleri sorgulamak da haddime değil.
Dikkat edilmesi gereken şu ki aşırı olan her şey problemlidir. Ve aşırı ekran kullanımı sonucunda çocuklar yalnızca izlediği ve dinlediği için alıcı dil becerileri o kadar aktive olur ki ifade edici dil becerilerinin yeterince gelişemediğini görürüz. Bir diğer risk ise dünyayı gözlemleriyle anlamlandırma sürecinde olan çocuk, masum gibi görünen bir youtube videosuna adapte olduğunda bazı konulara dair korku ve kaygı geliştirir. Başka bir risk ise ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin kalitesi zedelenir. Çocuk için ekran o kadar haz vericidir ki artık onun için ekrandan daha fazla dikkat kesilebileceği etkinlikler sınırlı hale gelmeye başlar. Ayrıca araştırmalar, ekrana yaşıyla orantısız sürede maruz kalan çocukların dikkat becerilerinde daha büyük zorluklar yaşadıklarını göstermektedir. California’da yapılan bir araştırmada da 5 gün boyunca ekran yasağı konan çocukların, teknolojiye düzenli erişimi olan çocuklara göre insan duygularını okumada ciddi oranda daha iyi oldukları görülmüştür.
Gelişimle ilgili her şeyde olduğu gibi teknoloji kullanımında da yaşa bağlı sınırlamalar yapılması kaçınılmazdır. Bunun sebebi ise örneğin 6 yaşında bir çocuğun zevk aldığı bir aktiviteden uzaklaşmasını sağlayacak öz kontrol becerilerini düzenleyen beynin frontal lob dediğimiz alanı henüz gelişmemiştir. Yaşı daha küçük olanlardan bahsetmiyorum bile Bundan dolayı ekran sınırlaması için sorumluluğu tamamen çocuğa vermek büyük bir hata olur.
YAŞA GÖRE EKRAN SINIRLAMASI:
0-1.5 yaş arası: 0
1.5-3 yaş: Aralıklı olarak günlük 20 dakika
4 yaş: Aralıklı olarak günlük 40 dakika
5 yaş: Aralıklı olarak günde 1 saat
6-8 yaş: Aralıklı olarak günde 2 saat (tüm gün okuldaysa akşamları en fazla 30 dakika ile sınırlandırılmalıdır)
8-10 yaş: Aralıklı olarak günde 2-3 saat
10 yaşından sonra ise çocuğun sosyal aktivite, aile ile geçirilen zaman ve akademik etkinliklerin önceliği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Hem kendinizin hem de çocuğuzun teknoloji kullanımını sınırlandırmak ve sağlıklı hale getirmek için iletişim kurabilirsiniz.
Teknolojiyi zevkle kullanıyor olmamız aslında yeni bir durum değil. Çoğumuz, ailemize yalnız kalabilecekleri birkaç saat tanıyan çizgi film dolu Pazar sabahlarını hatırlıyoruz. Fakat kontrol edebilmemizin daha zor olduğu TV dışındaki platformlara özgürce erişebilmek henüz 10 yıldır mevcut bir durum. Bu yüzden teknolojinin içinde doğan çocukların genç yetişkin olduklarında sosyal ve duygusal olarak nasıl bir gelişim göstereceğini henüz hiçbirimiz bilmiyoruz…
Öncelikle şunu söyleyeyim; ebeveynler ellerindeki imkanı kullandıkları için suçlu hissetmemeliler. Hayat zaten zor. Artık birçok aile temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda. Çocuklarının birbiriyle kavga etmelerini veya evdeki bağrışmaları önlemek için teknolojik cihazlara başvuran ebeveynleri sorgulamak da haddime değil.
Dikkat edilmesi gereken şu ki aşırı olan her şey problemlidir. Ve aşırı ekran kullanımı sonucunda çocuklar yalnızca izlediği ve dinlediği için alıcı dil becerileri o kadar aktive olur ki ifade edici dil becerilerinin yeterince gelişemediğini görürüz. Bir diğer risk ise dünyayı gözlemleriyle anlamlandırma sürecinde olan çocuk, masum gibi görünen bir youtube videosuna adapte olduğunda bazı konulara dair korku ve kaygı geliştirir. Başka bir risk ise ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin kalitesi zedelenir. Çocuk için ekran o kadar haz vericidir ki artık onun için ekrandan daha fazla dikkat kesilebileceği etkinlikler sınırlı hale gelmeye başlar. Ayrıca araştırmalar, ekrana yaşıyla orantısız sürede maruz kalan çocukların dikkat becerilerinde daha büyük zorluklar yaşadıklarını göstermektedir. California’da yapılan bir araştırmada da 5 gün boyunca ekran yasağı konan çocukların, teknolojiye düzenli erişimi olan çocuklara göre insan duygularını okumada ciddi oranda daha iyi oldukları görülmüştür.
Gelişimle ilgili her şeyde olduğu gibi teknoloji kullanımında da yaşa bağlı sınırlamalar yapılması kaçınılmazdır. Bunun sebebi ise örneğin 6 yaşında bir çocuğun zevk aldığı bir aktiviteden uzaklaşmasını sağlayacak öz kontrol becerilerini düzenleyen beynin frontal lob dediğimiz alanı henüz gelişmemiştir. Yaşı daha küçük olanlardan bahsetmiyorum bile Bundan dolayı ekran sınırlaması için sorumluluğu tamamen çocuğa vermek büyük bir hata olur.
YAŞA GÖRE EKRAN SINIRLAMASI:
0-1.5 yaş arası: 0
1.5-3 yaş: Aralıklı olarak günlük 20 dakika
4 yaş: Aralıklı olarak günlük 40 dakika
5 yaş: Aralıklı olarak günde 1 saat
6-8 yaş: Aralıklı olarak günde 2 saat (tüm gün okuldaysa akşamları en fazla 30 dakika ile sınırlandırılmalıdır)
8-10 yaş: Aralıklı olarak günde 2-3 saat
10 yaşından sonra ise çocuğun sosyal aktivite, aile ile geçirilen zaman ve akademik etkinliklerin önceliği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Hem kendinizin hem de çocuğuzun teknoloji kullanımını sınırlandırmak ve sağlıklı hale getirmek için iletişim kurabilirsiniz.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.