2007'den Bugüne 92,500 Tavsiye, 28,241 Uzman ve 20,002 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hastalık Hastalığı Hipekondriyazis Nedir?
MAKALE #23174 © Yazan Uzm.Psk.Osman İLHAN | Yayın Mayıs 2024 | 172 Okuyucu
Hastalık hastalığı olan hipokondriyazis, kişinin hem hastalanma riskinin yüksek olduğunu düşünmesi hem de ciddi bir hastalığa yakalandığı konusunda kalıcı ve gerçekçi olmayan bir korku duymasıdır. Bir tür anksiyete bozukluğu olan bu durumda hastalık hastası olan kişiler en ufak bir ağrıyı bile gerçek bir hastalığa yorup korkuya kapılır. Bu durum kişinin sağlığıyla ilgili normal düzeydeki endişeden daha farklıdır.
Hiçbir fiziksel semptomu bulunmayan hastalık hastalığında kişiler kapsamlı bir tıbbi muayene geçirip herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmasa bile normal vücut hislerinin veya küçük semptomların ciddi bir hastalığın belirtileri olduğuna kendilerini inandırır. Buna bağlı olarak hastalık hastası bireyler sık sık doktora gider, muayene olur, tahliller yaptırır ve hasta olduğunu düşündüğü konuyla ilgili sürekli araştırma yaparlar.
Hastalık hastası olan kişiler tıbbi testlerde sorun olmasa bile ciddi bir hastalığa sahip olduklarını düşünürler. Yaşla birlikte veya yoğun stres altında olunan zamanlarda bu his daha da artış gösterebilir. Kişinin günlük hayatını, kariyerini ve ikili ilişkilerini derinden etkileme potansiyeli olan hastalık hastalığı, genellikle psikoterapi yöntemi ve ilaç tedavisiyle yumuşatılmaya çalışılır.


Hastalık hastası olan kişilerde görülen fiziksel belirtiler şöyledir:
• Terleme
• Kas ağrısı ve karın ağrısı
• Baş dönmesi
• Kalp çarpıntısı
• El, alın vb. yerlerde uyuşma
• Nefes darlığı
• Kalp atışlarını sürekli kontrol etmek
• Yapılan araştırmalarda, biyolojik, psikolojik ve çevresel olmak üzere birçok faktörün hastalık kaygısı gelişimine neden olabileceği belirtilmiştir.
• *Genetik faktörünün hastalık kaygısı gelişiminin bir nedeni olabileceği belirtilmiştir. Fakat çevresel faktörlerin daha etkin bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır.
• *Düşük benlik saygısı.
• *Suçluluk duygusunu ifade etme biçimi.
• *Hasta rolünün kişiye sağladığı ikincil kazançlar.
• *Travmatik yaşam deneyimleri.
• *Çocukluk dönemi hastalıkları.
• *Travmatik cinsel birleşme.
• *Kişilik yapısı (özellikle yüksek nörotisizm ve içedönüklük) hastalık kaygısı bozukluğunun (hipokondriyazis) nedenlerindendir.
• DSM 5 Tanı Kriterine göre Hastalık Kaygısı Bozukluğu
• *Ağır bir hastalığı olduğunu ya da olacağını düşünüp durma.
• *Bedensel belirti yoktur ya da varsa bile ağır değildir. Başka bir hastalık durumu çıkma olasılığı yüksekse (örn. güçlü bir aile öyküsü varsa), bu konuda düşünüp durma açıkça aşırı bir düzeydedir ya da orantısızdır.
• *Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde bir kaygı vardır ve kişi, kişisel sağlık durumuyla ilgili olarak kolaylıkla korkuya kapılır.
• *Kişinin sağlıkla ilgili davranışlarında aşırılıklar görülür (örn. hastalık bulguları için vücudunu sık sık tarar) ya da uygunsuz bir kaçınma içindedir (örn. doktora gitmekten ve hastanelerden kaçınır).
• *Hastalıkla uğraşıp durma süresi en az altı aydır, ancak korkulan özgül hastalık bu süre içinde değişebilir.
• *Hastalıkla ilgili düşünüp durma, bedensel belirti bozukluğu, panik bozukluğu, bedensel algı bozukluğu, takıntı-zorlantı bozukluğu ya da sanrılı bozukluk, bedensel tür gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.

Yukarıda yer alan fiziksel belirtileri yaşayan kişiler sık sık doktora gider, birçok tıbbi test geçirerek olmayan hastalığını ortaya çıkarmaya çalışır. Ayrıca gittikleri hastaneyi ve doktoru sık sık değiştiren bu bireyler, hastalıklarla ilgili düzenli olarak araştırma yaparlar.
Hastalık Hastalığının Bilişsel Belirtileri:
o Hasta olmaktan çok korkmak
o Hastalığa yakalanma endişesi ile yoğun bir stres yaşamak
o Fiziksel belirtileri olduğundan daha ciddi algılamak
o Herhangi bir hastalık belirtisi için düzenli olarak kendini kontrol etmek
o Hastalıkları ve belirtileri tekrarlı bir şekilde sürekli düşünmek
o Tekrarlayan bir şekilde hastalıkları ve belirtilerini araştırmak
o Bir hastalığı araştırdıktan sonra o hastalığa sahip olduğuna inanmak
Etiyoloji


Psikodinamik açıdan bir kavram olarak hipokondriyazis daha geniş bir ifade tarzı olan somatizasyon terimiyle birlikte kavramsallaştırılmıştır. Psikodinamik araştırmacılar hipokondriyazisi genellikle iki açıdan ele almışlardır: cinsel, agresif ya da oral dürtülerin dönüştürüldüğü alternatif bir kanal olarak ya da suçluluk veya düşük benlik saygısına karşın gelişen bir ego savunma mekanizması olarak.

Freud cinsel libidonun dışsal nesnelerden geriye çekilmesi sonucunda, narsistik libido şeklinde kendiliğe geri yatırıldığını bildirmiştir. Başlangıçta bu libidinal boşalımın narsistik fantezilerle ilişkiliyken, zamanla kendini bedensel belirtilere bıraktığını ve bunun sonucunda bu değişikliklerin hipokondriyak semptomlar olarak hissedildiğini öne sürmüştür.


Öğrenme kuramına göre ; psikososyal öğrenme süreci bu hastalığın etyolojisinde önemli bir rol oynamaktadır. Burada hastalık rolünün öğrenilmesi ve sosyal ilgi, iletişim veya başka türlü bir ikinci kazançla bu rolün pekişmesi söz konusudur. Semptomlar başa çıkılamaz ve çözülemez görünen sorunlarla karşılaşan kişinin hasta rolünün kabulü için bir beklenti olarak değerlendirilir. Hasta rolü bir çeşit kaçıştır, çünkü böylelikle hastanın zararlı sorumluluklardan kaçınması ve beklenmeyen meydan okumaları ertelemesine izin verir. Sonuçta hasta olağan görev ve sorumluluklarından muaf tutulur.

Bilişsel Modele göre ise; Hipokondriyazis, doğrudan bir algısal veya bilişsel anormallik belirtisi olarak kavramsallaştırılabilir. Bu bakış açısından bakıldığında hastalarda üç değişik bilişsel özellik görülür:
1. Hipokondriyak hastalar, normal bedensel duyumlarını büyütürler ve daha fazla abartırlar.
2. Hastalarda normal bedensel fonksiyonlara karşı artmış bir emosyonel uyanıklık gözlemlenir.
3. Hastalar duygusal içerikli ve subjektif terimler yerine daha kaba içerikli ve fiziksel terimleri kullanmayı yeğlerler.

Hastalık hastalığının altında yatan birden fazla sebep ve nedenini açıklamaya yönelik birden fazla görüş vardır. Bu nedenlerin başlıcaları aşağıdakilerdir:


Bedene Yönelik Aşırı Hassasiyet:


Hastalık hastaları bedenlerine yönelik aşırı hassasiyet veya bedensel belirtilere tahammülsüzlük yaşarlar. Fiziksel semptomlara karşı aşırı duyarlı olan bu kişiler, hafif bir belirtiyi bile olduğundan daha ciddi olarak algılayabilirler.


Stresle Baş Edememe:


Bir başka görüşe göre, bireyler yaşadıkları aşırı stresli olay ve dönemlerin sonucunda buna bağlı olarak hastalanma kaygısı da duymaya başlarlar. Yoğun stres ve aşırı çalışmak gerçekten de bedeni ve bağışıklık sistemini zayıf düşürebilir. Böyle bir dönemde hastalanan kişi izin alarak normalde olmayacak bir dinlenme fırsatı bulur ve hastalanmanın pozitif bir durum olduğu “öğrenilir”.


Zaman içerisinde hasta olmak karşılaşılan ciddi sorunlardan kaçmanın bir yöntemi olarak da görülebilir. Bu durum kişinin istemsiz olarak da olsa hastalık hastalığı geliştirmesine ve kişinin odak noktasını bedenine çekerek mevcut problemlerle yüzleşmeyi geciktirmesine neden olur.


Fark Edilme ve İlgi Görme İsteği


Yukarıdaki sebeplerle ilişkili olarak hastalık hastalığı psikolojik sebeplerle de açıklanabilir. Örneğin hastalık hastalığına sahip kişiler, bir hastalığa sahip olma düşüncesi ve kaygısı sayesinde ikincil kazanç elde ederler.


Buradaki ikincil kazanç, hastaların sosyal çevreleri tarafından fark edilerek ilgi görmeleri ile ilişkilidir. Sağlık sorunları sosyal hayatta önemsendiği ve sağlık sorunu yaşayan bir kişiye yönelik ilgi ve alaka arttığı için birey, bilinçli bir şekilde veya farkında olmayarak ilgi odağı haline gelir.

Çocukluk Çağı Deneyimleri


Hastalık hastalığının altında yatan diğer sebepler ise çocukluk çağındaki olumsuz deneyimler olarak görülür. Örneğin çocukken bireyin yaşadığı veya yakın çevrede şahit olunan ciddi bir hastalık, hasta olmaya yönelik kaygı ve korkunun sebebi olabilir.
Bununla ilişkili olacak şekilde, bireyin yakın çevresinde bir hastalık sebebi ile kaybettiği bir kişinin varlığı da tetikleyici bir etken olarak karşımıza çıkar. Ayrıca aile içerisinde hastalık hastalığına sahip birinin varlığı da bireyi etkileyerek benzer semptomlar göstermesine sebep olabilir.

Tedavi yaklaşımının başında güven ilişkisi ile temellendirilmiş psikoterapi çalışmaları ve çok ileri düzeyli bozukluk halinde psikofarmokolojik ilaç yaklaşımı ile tedavi edilmesi mümkündür.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hastalık Hastalığı Hipekondriyazis Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Osman İLHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Osman İLHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Osman İLHAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Osman İLHAN
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi87 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Osman İLHAN'ın Yazıları
► Hastalık Hastalığı Nedir? Abdullah ÖZER
► Hastalık Hastalığı Psk.Büşra GÜNEŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,002 uzman makalesi arasında 'Hastalık Hastalığı Hipekondriyazis Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 60 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Zeigarnik Etkisi Nedir? Mayıs 2024
► Oyun Terapisi Nedir? Mart 2024
◊ Umut Koydum Adını Şubat 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:12
Top