2007'den Bugüne 92,543 Tavsiye, 28,255 Uzman ve 20,012 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dehb’nin Tanımı ve Epidemiyolojisi
MAKALE #23193 © Yazan Uzm.Psk.Osman İLHAN | Yayın YENİ Temmuz 2024
DEHB’NİN Tanımı VE Epidemiyolojisi

DEHB’nin Tanımı
DEHB, başlıca dikkat eksikliği, hareketlilik ve dürtüsellik ile kendini gösteren; bir dizi diğer bilişsel ve davranışsal belirtilerin eşlik ettiği bir bozukluktur. (American Psychiatric Association 1994). DEHB; üç temel özelliği çocukluk döneminde başlayan dikkatsizlik, yaşa uygun olmayan aşırı hareketlilik ve dürtüsellik olan nörogelişimsel bir bozukluktur (APA 2013)
Hiperaktivite ve dürtüsellik, DEHB’nin bir diğer komponentidir. Hareketlilik, bir çocuğun, gencin, ya da yetişkinin yaşından ve sosyal durumundan beklenenden çok daha fazla hareketli olmasıdır (Sevince, 2018) Hiperaktif çocuk akranlarına göre aşırı hareketlidir. Ancak kimi ortamlarda bunu göstermeyebilirler. Dürtüsellik ise, bireyin yeterince plan yapmadan harekete geçip, genellikle istenmeyen sonuçlara yol açan, kendisini ve çevresini zor durumda bırakabilecek, kısa vadede kişiyi rahatlatsa da uzun dönemdeki zararlarını düşünmeden yaptığı hareketler bütünüdür. (Tahiroğlu, 2003)
Çocuklarda yaygınlığı %3-7 arasında değişmektedir. Yaklaşık üçte iki oranında çocukluktan yetişkinliğe geçiş yaptığı düşünülmektedir (Wender 1995, Turgay 1998)
Bireylerin yaşlarının artışıyla birlikte öz kontrol ihtiyacının artmasından dolayı DEHB rahatsızlığının belirtileri daha fazla hissedilmektedir (Taylor ve Sonuga-Barke, 2008)
Biederman ve arkadaşları iki ayrı çalışmalarında DEHB’li çocukları 10 ve 11 yıl boyunca takip etmişlerdir. Onbir yıl sonunda DEHB’li çocukların %78’inde erişkinlikte de belirtilerin devam ettiği (%35 tamamen, %22 hastada ise kısmen DEHB’nin devam ettiği, %15’inde işlevsel bozukluğun devam ettiği, %6 hastada ise tedavi almaları nedeniyle remisyonda oldukları) bulunmuştur (Biederman ve diğ., 1993)
Jensen ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada DEHB tanısı konulan olguların sadece %33’ünün saf DEHB olduğunu, % 64’üne komorbid bir tanının var olduğunu saptamıştır. DEHB’li çocuklarda komorbid hastalıkların varlığı, DEHB semptomlarını ağırlaştırmakta ve tedavi arama sürecini hızlandırmaktadır (5)
DEHB'nin sosyal yaşamı etkilemesi, bireyin sosyal becerilerini etkileyen bir dizi faktörden kaynaklanır ve akademik literatürde geniş çapta incelenmiştir. Son yıllarda yapılan bir araştırmaya göre, ‘’ Çalışmaya katılan öğretmenlerden elde edilen bulgulara göre, ebeveynlerin birçoğu öğrencinin iletişim sorunu yaşamasından şikâyet etmektedir. Bunun dışında aşırı hareketli olmaları, ders çalışmamaları, çok konuşmaları, söz dinlememeleri, içe kapanık olmaları ve memnuniyetsiz olmaları gibi durumlardan şikâyetleri olduğu öğretmen görüşleri ile belirlenmiştir.’’ (Şimşek, Karataş 2019)
1.1.1.1 DEHB’nin Epidemiyolojisi

Amerikan Psikiyatri Birliği (APB) yayınlarında, dünya genelinde kabul gören verilere göre, okul çağındaki çocukların %3 ila %6'sının Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) yaşadığı belirtilmektedir. Bu bozukluk, erkek çocuklarda kızlara göre 4 ila 6 kat daha sık görülmektedir. Risk altındaki grup içerisinde ise en yüksek oranda, 6 ila 9 yaş arasındaki çocuklar bulunmaktadır. Belirtilerin genellikle 7 yaş öncesinde başladığı, ancak tanının genellikle ilkokul yıllarında konulduğu ve özellikle dikkat süresi ve yoğunlaşmanın arttığı dönemde fark edildiği belirtilmektedir. (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2007).
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk döneminde başlayıp dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösteren yaygın bir psikiyatrik durumdur. Bu durum, dünya genelinde okul çağı çocuklarında farklı prevalans oranlarıyla rapor edilmiştir; yapılan çalışmalara göre bu oranlar %0.2 ila %27 arasında değişkenlik göstermektedir. Son yıllarda yapılan iki önemli meta-analiz çalışması, DEHB'nin dünya genelinde ortalama prevalansının %5.29 ile %5.9-7.1 arasında olduğunu ortaya koymuştur. Bu büyük farklılıkların, araştırmalarda kullanılan metodolojik özelliklerden kaynaklandığı belirlenmiştir. (Polanczyk et al., 2015).
DEHB'nin etyolojisi konusunda genetik, çevresel ve nörobiyolojik faktörler önemli roller oynamaktadır. Genetik çalışmalar, DEHB'nin aileler arasında yüksek oranda geçiş gösterdiğini ve çocuklarda DEHB riskini artıran belirli gen varyantlarını ortaya koymuştur. Çevresel faktörler arasında gebelik sırasında maruz kalınan toksinler, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi durumlar bulunurken; nörobiyolojik faktörler arasında beyindeki dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği yer almaktadır. Ayrıca, bazı araştırmalar beyindeki belirli yapıların hacmindeki farklılıkların da DEHB ile ilişkili olduğunu göstermiştir.
DEHB'nin görülme sıklığı cinsiyetlere göre de farklılık gösterir; çalışmalar genellikle erkek çocuklarda kızlara kıyasla daha yüksek prevalans oranları bildirmiştir. Bu durumun nedeni tam olarak açıklanamamakla birlikte, kızlarda daha sık görülen dikkatsizlik tipi DEHB'nin, erkeklere göre daha az dikkat çekici olması ve bu nedenle teşhis edilmesinin daha zor olması olabilir. (MMWR Mortal Wkly Rep, 2005; Polanczyk et al., 2007)
Türkiye'deki Özaslan ve Bilaç (2015) tarafından yapılan çalışmalar da DEHB'nin yaygınlığının uluslararası araştırmalara paralel olduğunu göstermiştir. Örneğin, bazı yerel çalışmalar DEHB prevalansını %1.27 ila %2.18 arasında bulmuştur. Bu çalışmalar, DEHB'nin ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve erken tanı ile müdahalenin önemini vurgulamaktadır.

Şenol (1997) Gazi Üniversitesi’nde yayımlanmış uzmanlık tezine göre, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) yaygınlığı konusunda farklı sonuçlar sunmaktadır. İlköğretim yaş grubundaki çocuklar üzerinde yapılan çalışmalarda %3.4 ila %8.9 arasında değişen oranlar tespit edilmiştir. Örneğin, Erzurum'da %3.4, İstanbul'da %5, Bursa'da %8.6, Malatya'da %9.5 ve Sivas'ta %8.1 oranları bildirilmiştir. Klinik çalışmalarda ise bu oranlar %8.6 ile %12.5 arasında değişmektedir. Yapılan araştırmada %8.6, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ise %12.5 oranları rapor edilmiştir. (Aras, Tas, & Unlu, 2007).
Sonuç olarak, DEHB'nin epidemiyolojisi ve etyolojisi, genetik, çevresel ve nörobiyolojik faktörlerin karmaşık etkileşimini yansıtmaktadır. Bu durum, erken tanı ve etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde kritik öneme sahiptir. Bu alandaki araştırmaların devamı, DEHB'nin daha iyi anlaşılması ve etkili müdahale yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dehb’nin Tanımı ve Epidemiyolojisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Osman İLHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Osman İLHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Osman İLHAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Osman İLHAN
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi87 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Osman İLHAN'ın Yazıları
► Aile ve Evliliğin Tanımı Psk.Hasan KUL
► Vajinismus: Tanımı ve Nedenleri Psk.Gökhan GÖKSU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,012 uzman makalesi arasında 'Dehb’nin Tanımı ve Epidemiyolojisi' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► YENİPsikolojik Manipülasyon Nedir? Temmuz 2024
► YENİPsikolojik Sağlamlılık Nedir Temmuz 2024
► Zeigarnik Etkisi Nedir? Mayıs 2024
◊ Umut Koydum Adını Şubat 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:12
Top